Примери за използване на Oksijen на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Penny kamyondan oksijen setini ve biraz buz getir.
Oksijen yoksa alev de yok.
Oksijen seviyesi azalıyor.
Oksijen bulacağım.
Oksijen durumu nedir?
Bitkilerle birlikte oksijen kaynakları da.
Atmosferimize ulaştığında havadaki oksijen ve azot molekülleri dev floresan lambalar gibi ışıldar.
Rachel, oksijen maskesini takar mısın?
Hiraoka, oksijen maskesi getir!
Ama her şeyin oksijen olduğu bir ortamda patlamazlar mı?
Su siralar oksijen uzerinde calisiyoruz.
Oksijen açısından zayıf kan, vücudunuzda dolaşıma girdikten sonra kalbe döner.
Ayda atmosfer, oksijen veya yüzeyde nemlilik yoktur.
Kan içerisindeki oksijen ve karbondioksit….
Oksijen tankını ayarladım, biraz Dramamine içtim
Unutma, oksijen maskeleri düşerse…-… önce avukata takın.
Oksijen seviyesi düşüyor.
Burnunda hortumla oksijen tüpüne bağlı yaşıyor.
Oksijen göstergelerim bu gezegendeki atmosfer solunabilir diyor.
Oksijen alması gerekiyor çünkü akciğerleri daha gelişmedi.