Примери за използване на Olmayan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
artık hayatta olmayan dostları.
Onda olup da bende olmayan ne? Söyle?
Dorrie artık olmayan birşeyin peşindeki boş arayışının kurbanıydı.
Toksin olmayan, çözünebilir su.
Aramızda Shep Horganın arkadaşı olmayan biri var mı?
Su samuru olmayan neydi?
Bir randevunun seks olmayan kısmını bu kadar sevebileceğimi hiç düşünmemiştim.
Oradaki Kuklacı Garye aşık olmayan tek kişi ben olduğum için üzgünüm.
Sen ve aşağıda olmayan diğer insanlar.
Önemli olan fotoğraflardaki değil fotoğraflarda olmayan. Hiçbirinde olmayan. .
Olmayan bir şeyi istiyorsun.
Doğru olmayan ne?
Reşit olmayan bir kızın öldürüldüğü bir odadan!
Orada olmayan okul. Pazarın bu kadar uzun süre talep ettiği biri.
Olmayan bir insana ne kadar yazabilirim?
Söylenene göre Waters olmayan biri çıkagelmiş.
Bak Bert benim param varken bana uygun olmayan bir sürü kızla çıktım.
Mesela Bir adam girerse buraya Kahraman olmayan biri yanlışlıkla buraya girdiyse.
YTD bugüne dek yalnızca protokolde'' bazı net olmayan noktaların'' olduğunu söyledi.
Olmayan bir şey için oldukça etkileyici!