Примери за използване на Ormanlar на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ormanlar otlaklara ya da soya fasulyesi tarlalarına boyun eğdi.
Şimdi sırada ormanlar var.
Ormanlar da yerle bir oldu.
Eğer ortam uygun olursa, bambular bütün bölgeyi kaplayarak büyük ormanlar oluşturabilirler.
Dağlar, ormanlar, hayvanlar.
Altı yaşındayken bir gün balta girmemiş ormanlar hakkında bir kitap okumuştum.
İğne yapraklıların aksine yaprakları yenilebilir. Bu ormanlar içinde coşkulu bir yaşam barındırır.
Büyük Kanyonun kuzey ucunda görebileceğiniz en bereketli ormanlar vardır.
Changbaiden batıya doğru ilerledikçe ormanlar yerlerini çayırlara bırakıyorlar.
Batı tarafında, tuhaf ve şişkin ağaçlarla kaplı dev ormanlar bulunur.
Güneş kırmızı, anne. Ve ormanlar siyah.
Yani günümüzde daha çok Yukon ve Sibirya benzeri kutupaltı ormanlar olurdu.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.'''' Ormanlar ağaçlar içindir.''.
Orada sık ormanlar var, değil mi?
Büyülü Ormanlar.
Belki ormanlar daha güvenli olabilir.
Sonsuz Ormanlar, Rusya.
Vietnamda delirdiğimi söylediler. Ormanlar insana bunu yapar.
Brezilya ve Venezüella dağlarının kesiştiği ormanlar.
Tarım arazileri ve ormanlar.