Примери за използване на Ticaretle на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ticaretle ilgili kısıtlamalar.
İnsanların ticaretle birbirlerine bağlanması.
İçinde sadece ticaretle ilgili şeyler var.
Aslında ticaretle uğraşıyorum.
Ticaretle dönüyor.
Ticaretle uğraşanlar şanslı etkilere sahip olacaklar.
Para ve ticaretle ilgili işlemlerde.
Konuştuğumuz tüm tüccarlar, bunun ticaretle uğraşmak için bir fırsat olduğunu söylüyor.
Sayın Jderescu hayatım boyunca ticaretle uğraştım.
Diğer sistemler ise ticaretle oluştu.
İkisi de ticaretle uğraşıyor.
Tarım, zanaatçılık ve ticaretle uğraşırlarmış.
Yüzyılın başlangıcında Britanya dünya çapında ticaretle zenginleşmiş bir yerdi.
Açık olmak gerekirse, bu ticaretle ilgili.
Erdoğan: ABD ile stratejik ortaklığımız yatırım ve ticaretle güçlenecek Dünya.
Bizim gibiler sadece pirinç ekmekle veya ticaretle uğraşmakla yapamaz.
Kral Gorge tüm korsanların yok edilmesini istiyor… Bu da ticaretle alakalı bir şey adaletle değil.
Genelse kentsel bir toplum olan Yahudiler ticaretle uğraşırken, daha kırsal olan Almanlar madencilik
Bu hafta başlarında AB, ticaretle ilgili olmayan iki diğer politika alanıyla -istatistik ve mali denetim- ilgili görüşmelere yeşil ışık yaktı.
Çevre üzerindeki, ticaretle ilgili etkiler, ihracat yapan bazı ülkelerdeki, özellikle ABdekiyle karşılaştırıldığında