да държа
tutmak
tutayım
tutacağımı
mi tutacaktım
elimde да запазите
korumaya
tutmak
saklamak
kalmasını
tutabilmek
devam
muhafaza
ayırmayın да задържа
tutmaya
kalmasına
tutabilmek
tutacağımı да поддържа
korumak
tutmaya
sürdürmeye
desteklemek
destek
destekleyen
kurabilme
bakımını да пази
korusun
saklamak
tutmak да наеме
kiralamak
tutmak
işe almak
için да спазя
tutmaya да държи
tutmak
tutayım
tutacağımı
mi tutacaktım
elimde да държиш
tutmak
tutayım
tutacağımı
mi tutacaktım
elimde да запазя
korumaya
tutmak
saklamak
kalmasını
tutabilmek
devam
muhafaza
ayırmayın да запази
korumaya
tutmak
saklamak
kalmasını
tutabilmek
devam
muhafaza
ayırmayın да задържи
tutmaya
kalmasına
tutabilmek
tutacağımı да задържиш
tutmaya
kalmasına
tutabilmek
tutacağımı да задържим
tutmaya
kalmasına
tutabilmek
tutacağımı да поддържам да държим
tutmak
tutayım
tutacağımı
mi tutacaktım
elimde да запазим
korumaya
tutmak
saklamak
kalmasını
tutabilmek
devam
muhafaza
ayırmayın да поддържате да пазя
Bizimle Wolfram Hart arasındaki iletişim ağını açık tutmaya karar verdim. Реших да задържа отворена връзката за комуникация между нас и Уолфрам и Харт. Hala kızları hayatta tutmaya çalıştığını düşünüyorsun, değil mi? Все още мислиш, че се опитва да държи момичетата живи, нали? Çocuğuma verdiğim sözü tutmaya çalışıyorum. Опитвам се да спазя обещанието. Sağlıklı çocukları temiz hava alabilmeleri için- olabildiğince dışarıda tutmaya çalışıyorum. Опитвам се да държа здравите деца отвън на чист въздух, колкото се може повече. Bu yüzden ev içi sıcaklığı daha az tutmaya çalışın. Опитайте се да запазите топлината по-ниска в дома си.
Продължавай да държиш . Kathryn, Bayle takılan şu kızdan onu uzak tutmaya çalışıyor. Кейтлин се опитва да държи Бей далеч от това момиче с което тя се мотае. O yüzden zorlu meselelerden uzak tutmaya çalışıyorum onu. Така че се опитвам да държа по-трудните случаи от нея. Bu insanları canlı tutmaya çalışıyorum, tamam mı? Опитвам се да запазя тези хора живи, ясно? Dans, bir kadının elini tutmaya imkan veren ilk andı. Танцуването е било първия път, който ти е позволявал да държиш женска ръка. Ve Elizabeth seni ve oğlunu süresiz olarak burada tutmaya karar verebilir. И Елизабет може да реши да държи теб и сина ти тук за неопределено време. Karşılığında Bay Miniki senden uzak tutmaya çalışacağım. А пък аз ще се опитам да държа г-н Абдъс по-далеч от теб. Yemeği sıcak tutmaya çalıştım. Опитах се да запазя вечерята топла. Elini tutmaya devam etmeni istiyorum. Искам да продължиш да държиш ръката му. Clay, Charmingi güvenli ve uyuşturucusuz tutmaya yemin etti. Клей е обещал да запази Чарминг безопасен и без дрога. Çitlerle kimi evden uzak tutmaya çalışıyor? Кой се опитва да държи настрана с тази ограда? Fabrikayı hepimiz için açık tutmaya çalışıyorum. Опитвам се да държа фабриката отворена за всички нас. Sadece bu hayal gücünü kontrol altında tutmaya çalış. Просто се опитай да държиш това въображение под контрол. Belki de birilerini içeride tutmaya çalışıyordur. Може бе се опитва да задържи нещо вътре. Evet. İnsanları hayatta tutmaya çalışıyorum. Опитвам се да запазя хората живи.
Покажете още примери
Резултати: 208 ,
Време: 0.131