Tutmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Devletin onu orada tutmaya hakkı var.
Alex, ben bizi hayatta tutmaya çalışıyorum.
Bense onu hayatta tutmaya çalışıyorum.
Savunmaya değer ya da savunmak için birini tutmaya.
Bu özellik daha fazla su tutmaya yardımcı olur.
Sana söylemek istiyorum ama sırı tutmaya söz verdim.
Bu yeminini tutmaya hazır mısın?
Yeni medya ortamları anıları tutmaya yardımcı oluyor mu?
Dr. Carter beni burada tutmaya çalıştı.
Bir kadını esir tutmaya hakkınız yok.
Sydney, uzanıp, elimi tutmaya çalışmanı istiyorum senden.
Bugün kamerayı odaklı tutmaya çalışalım.
Düşünsenize süper model Lauren Huttonın jigolo tutmaya ihtiyacı olabilir mi?
Fotoğrafları ile ödül töreni görünüyordu sanki gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
Odanızı sessiz tutmaya çalışın.
Beni burada tutmaya hakkınız yok.
Paradoks gibi gelebilir ama bizi birlikte tutmaya çalışıyorum.
İşler yoluna girene kadar sizi tutmaya gücüm yetmez.
Miller Octaviayı canlı tutmaya yardım etti.
Bu, alanı serin ve kuru tutmaya yardımcı olabilir.