Примери за използване на Umduğunu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sırbistan-Karadağın NATO özel elçisi Branislav Milinkoviç, ülkenin 2008 yılında İttifaka tam üye olmasını umduğunu söyledi.
BM elçisi, Güvenlik Konseyine nihai bir öneriyi'' bu bahar'' sunmayı umduğunu söyledi.
Müzakereler için herhangi bir süre belirlenmemekle birlikte, Talat bu yıl sonuna kadar anlaşmaya varılmasını umduğunu belirtti.
Sana Amandayı sorarsa sanırım birlikte güzel vakit geçirdiğinizi umduğunu söylemelisin. Ama annesinin hislerini öğrenince bir sınır çektiğini söylemelisin.
Elçi ayrıca, Sırp ve Arnavut temsilciler arasındaki ilk doğrudan görüşmenin 2006 başlarında gerçekleşmesini umduğunu belirtti.
Makedonya Çalışma ve Sosyal Politika Bakanı Celal Bayrami belgenin iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra imzalanmasını umduğunu söyledi.
Watson, tüm insanların eşit olduğunu umduğunu belirtmiş fakat“ siyah çalışanlarla ilgilenenlerin bunun doğru olmadığını gördüğünü” ifade etmişti.
Üsküp, AB aday statüsü verilmesini ve NATOya 2006da katılım daveti almayı umduğunu belirtmiş bulunuyor.
sorunun yakında çözülmesini umduğunu belirtti.
Watson, tüm insanların eşit olduğunu umduğunu belirtmiş fakat“ siyah çalışanlarla ilgilenenlerin bunun doğru olmadığını gördüğünü” ifade etmişti.
onları bu ülkeye getirmeyi umduğunu bilmiyorduk.
Hükümet yeni santralle ilgili ihalenin birinci safhasını 6 Martta tamamladı ve şimdi de yıl sonuna kadar bir yatırımcı bulmayı umduğunu söylüyor.
bir araya gelen Komsiç, Karadağın da yakında Saraybosnada diplomatik temsilcilik açmasını umduğunu belirtti.
İkili, Kıbrıs toplumları arasnda devam etmekte olan yeniden birleşme görüşmelerinin başarılı olacağı ve müzakerecilerin sorunu 2009 yılında çözmelerini umduğunu belirtti.
Görüşmede Hristofyas, Sırbistan ile iş ilişkilerinin önemini vurguladı ve iki ülkenin gelecekte ilişkileri geliştirmeye devam edeceğini umduğunu belirtti.
Annesi, savaştan sonra kızının Linzten bir adamla evlenmeyi umduğunu kendisine sorgu memurlarına söylemişti,
Eve gelirken, kilisedeki insanların sakat hâlini görmesini umduğunu söyledi.
Yıl önce torunun ismini gerçek anlamı ile Cihad koyduğunu ve bu ismin gerçek anlamı ile onun ruhani dünyasına ilham vermesini umduğunu söyledi.
komutanın ışınlanmaya başladığı anda… güç verdiğini, böylece de, bunun bir ışınlayıcı kazası gibi görünmesini umduğunu düşünüyoruz.
iyi olduğunu umduğunu söyledi.