Примери за използване на Unvan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Unvan maçına hazır mısın?
Unvan artık yalan.
Hayır, teşkilattaki son düzenlemeden sonra unvan değişiklikleri oldu.
Ken ve Pam, Güney Yıldızı Yeni Moda unvan sahibi.
Bu da unvan maçında.
Pedrosa ve Lorenzo hala unvan şansını koruyor.
Ona bu unvan Yale üniversitesinde kemikler ve kafatasları gizli cemiyetinin karargahında tabuta uzanmışken verilmiştir.
Önce unvan istemediğini söylüyor, sonraki cümlede'' Bağımsız Ajan'' yapılmak istiyor?
demek oluyor ki unvan bir önceki şampiyona geri döner, Louis Cyra.
SFORdan EUFORa geçiş, pratik anlamda SFOR askerlerinin yüzde 80inin sadece unvan değiştirip omuzlarına AB rütbeleri koyması anlamına gelmektedir.''.
Coktan hepsini satti, elinde kalan tek sey o unvan ve su aptal lanet olasi boktan kale?
demokrasiyi destekleme çalışmalarını sürdürmeye söz verirken, başkanlık için seçilen unvan konusunda Yunanistan ile bir tartışma başladı bile.
Bir Kage emekli olup unvanını başkasına devredebilir; unvan bir kere verilince sürekli o kişide kalır.
Endişe ettiğim tek şey, bu unvan ve beraberinde gelen tüm güç, işin sonunda bir Picklerdan başkasının eline geçerse ne olacağıdır.
Her ne kadar insansıların bu rütbe ve unvan takıntısını tam olarak anlayamasam da,…
ne olursa olsun hiçbir yerde bu unvan sizden alınamaz… Bu unvan ömür boyu sürer.
Bu sayede aileme toprak ve unvan verildi ama o bunu güç için yaptı.
Bana karşı unvanınızı mı konuşturdunuz Bay Musgrave?
Unvanıma yeniden kavuştum ve sen de benim emrimdesin.
Koca Burnun kaç unvanı olduğunu biliyor musunuz?