AN ALLAH GLAUBT - Turkce'ya çeviri

allaha inanır
allaha inandıysanız
allaha inanırsa
inanırsa allaha
allaha inandınız

An allah glaubt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Und Musa sagte:"O mein Volk, wenn ihr wirklich an Allah glaubt, dann verlaßt euch auf Ihn, wenn ihr(Ihm) Ergebene seid.
Musa dedi ki:'' Ey kavmim, eğer siz Allaha iman edip Müslüman olmuşsanız artık yalnızca Ona tevekkül edin.
Wer also falsche Götter verleugnet, jedoch an Allah glaubt, der hält sich an der festesten Handhabe,
Artık her kim tâğutu inkar edip, Allaha inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır
Kein Unglück trifft(jemanden), außer mit Allahs Erlaubnis. Und wer an Allah glaubt, dessen Herz leitet Er recht. Und Allah weiß über alles Bescheid.
Hiçbir felaket, Allahın izni olmadıkça gelip çatmaz ve kim inanırsa Allaha, o da, onun gönlüne doğru yolu ilham eder ve Allah, her şeyi bilir.
Und wer an Allah glaubt und rechtschaffen handelt, den wird Er in Gärten eingehen lassen,
Kim ALLAHa inanır ve erdemli davranırsa onu içinde ırmaklar akan cennetlere sokar;
Kein Unglück trifft ein, es sei denn mit Allahs Erlaubnis. Und wer an Allah glaubt, dem leitet Er sein Herz. Und Allah weiß alle Dinge.
Hiçbir felaket, Allahın izni olmadıkça gelip çatmaz ve kim inanırsa Allaha, o da, onun gönlüne doğru yolu ilham eder ve Allah, her şeyi bilir.
Wer also falsche Götter verleugnet, jedoch an Allah glaubt, der hält sich an der festesten Handhabe, bei der es kein Zerreißen gibt.
Her kim tâğuta sırt dönüp Allaha inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun.
jedoch an Allah glaubt, der hält sich an der festesten Handhabe, bei der es kein Zerreißen gibt.
inkar edip ALLAHa inanırsa, kopmaz ve sağlam bir bağa yapışmıştır.
Und Musa sagte:"O mein Volk, wenn ihr wirklich an Allah glaubt, dann verlaßt euch auf Ihn, wenn ihr(Ihm) Ergebene seid.
Musa:'' Ey halkım, eğer gerçekten ALLAHa inanmış ve Ona teslim olmuş iseniz Ona güvenin.
Wer also falsche Götter verleugnet, jedoch an Allah glaubt, der hält sich an der festesten Handhabe, bei der es kein Zerreißen gibt.
Tağutu( saptırıcıları) inkar edip Allaha inanan kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır.
Und wer an Allah glaubt und das Rechte tut- Er wird seine Übel von ihm nehmen und wird ihn in Gärten führen,
Kim Allaha iman eder, barışa/hayra yönelik bir iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter
Das ist der Tag der Übervorteilung'. Wer an Allah glaubt und rechtschaffen handelt,
Kim Allaha inanır ve yararlı iş yaparsa( Allah)
Wer an Allah glaubt und rechtschaffen handelt, dem tilgt Er seine bösen Taten,
Kim Allaha iman edip salih bir amelde bulunursa( Allah)
Das ist der Tag der Übervorteilung'. Wer an Allah glaubt und rechtschaffen handelt, dem tilgt Er seine bösen Taten,
Ancak kim Allaha inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter,
Und zwischen uns und euch ist offenbar für immer Feindschaft und Haß entstanden;(solange,) bis ihr an Allah glaubt und an Ihn allein"- abgesehen von Abrahams Wort zu seinem Vater:"lch will gewiß für dich um Verzeihung bitten,
Sizinle aramızda, siz Allaha bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir.''
rechtschaffene Werke tun, aus den Finsternissen ins Licht hinauszubringen. Und wer an Allah glaubt und rechtschaffen handelt,
iyi işlerde bulunanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için ve kim, Allaha inanır ve iyi işlerde bulunursa onu,
gute Werke tun, aus den Finsternissen ans Licht führe. Und den, der an Allah glaubt und recht handelt,
iyi işlerde bulunanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için ve kim, Allaha inanır ve iyi işlerde bulunursa onu,
Wo Er euch am Tage der Versammlung versammeln wird- das wird der Tag des verlorenen Gewinns sein. Und wer an Allah glaubt und das Rechte tut- Er wird seine Übel von ihm nehmen
O gün, sizi toplantı günü için bir araya getirecektir ve bugün, aldananın, aldatanın, kar ve ziyan edenin meydana çıkacağı gündür ve kim inanırsa Allaha ve iyi işlerde bulunursa onun kötülüklerini örter
dem Sohn des Weges, wenn ihr an Allah glaubt und an das, was Wir auf Unseren Diener am Tag der Unterscheidung(als Offenbarung)
yolda kalmışlarındır. Allaha inanmışsanız ve hak ile batılın ayrıldığı,
den Sohn des Weges, wenn ihr an Allah glaubt und an das, was Wir zu Unserem Diener niedersandten am Tage der Unterscheidung- dem Tage,
yolda kalmışlarındır. Allaha inanmışsanız ve hak ile batılın ayrıldığı, yani iki ordunun
dem Sohn des Weges, wenn ihr an Allah glaubt und an das, was Wir auf Unseren Diener am Tag der Unterscheidung(als Offenbarung)
yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allaha iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün,
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0324

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce