DRANG - Turkce'ya çeviri

• dürtüsü
• isteği
• arzusu
• drang
• işgal etti
• ihtiyacı
• dürtü
• dürtüsüne
• dürtüyü
• isteğini
• isteğim
• isteğine

Drang Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wenn eine Veränderung kommt, fühlen einige Spezies den Drang, auszuwandern.
Bir değişiklik olduğunda, bazı türler göç etme ihtiyacı hisseder.

Sturm und Drang bei filmportal.
Sturm Und Drang Film Yorumları ve Eleştirileri.

Sie sind so weit gegangen, Ihre Frau sitzen zu lassen. Woher dieser Drang, Japaner zu werden?
Karınızı terk edecek kadar ileri gitmişsiniz bu Japon olma arzusu nereden geliyor?

Der Islamismus inspiriert einen Drang die westliche Zivilisation abzulehnen,
İslamcılara ilham veren dürtü Batı medeniyetini reddetmek,

Helfen Sie dem Drang widerstehen, zu essen;
Yemek yeme dürtüsüne direnmenize yardımcı olun;

Der Drang zur Zerstörung ist auch ein kreativer Drang.».
Yok etme dürtüsü de yaratıcı bir dürtüdür..

Dann wirst du selbst die Waffe, der Drang zu töten, nimmt dich vollkommen ein.
Silahın kendisi olursun ve öldürme isteği tümüyle kontrolü ele alır.

Kein Drang zur Selbstmedikation, sondern Socken valgosocks wirklich sehr gut helfen, um loszuwerden, der Knochen!
Kendi kendine, ama hiçbir dürtü çorap valgosocks gerçekten çok iyi kemikleri kurtulmak için yardım!

Du musst diesen Drang füttern.
Bu dürtüyü beslemen gerekiyor.

Aber es widerspricht nicht dem Drang, es wissen zu wollen.
Ama bilmek isteme dürtüsüne karşı gelmiyor.

Seit Anbeginn der Zeit… hatte der Mensch den Drang, Kunst zu erschaffen.
Başlangıçtan beri, insanoğlunun sanat eseri yaratma dürtüsü vardır.

Es ist 3 Uhr. und der Drang, Schokolade zu essen, ist stark.
Pm ve çikolata yeme isteği güçlü geliyor.

Wenn Sie einen Drang zu trinken haben, spielen Sie ein Spiel in der App namens Memory.
Eğer içki için bir dürtü varsa, app denilen bir oyun oynamak Hafıza.

Akzeptieren Sie den Drang und reiten Sie ihn aus, anstatt zu versuchen,
Dürtüyü kabul et

Für manche Menschen kann Kaffee den Drang steigern, auf die Toilette zu gehen.
Bazı insanlar için kahve, tuvaleti kullanma isteğini artırabilir.

Tom widerstand dem Drang, Mary zu küssen.
Tom Maryyi öpme dürtüsüne direndi.

Charakterisiert durch Tenesmus- falscher Drang zur Defäkation.
Tenesmus tarafından karakterize- sahte dışkılama dürtüsü.

Autonomie: der Drang, unser Leben eigenständig zu lenken.
Bağımsızlık, kendi hayatımızı yönetme isteği.

Mein Drang, frei zu sein ist größer als Ihr Drang, mich zu fangen.
Özgür olma isteğim, beni yakalama isteğinden fazla.

Dieser Drang warnt vor niedrigem Dopamin
Bu dürtü, beyindeki düşük dopamin