EINEN ZWECK - Turkce'ya çeviri

bir amacı
zweck
ziel
eine bestimmung
eine aufgabe
einen sinn
von sinnhaftigkeit
bir gayesi
bir amaç
zweck
ziel
eine bestimmung
eine aufgabe
einen sinn
von sinnhaftigkeit
bir amacım
zweck
ziel
eine bestimmung
eine aufgabe
einen sinn
von sinnhaftigkeit
bir amaçları
zweck
ziel
eine bestimmung
eine aufgabe
einen sinn
von sinnhaftigkeit

Einen zweck Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Es gibt einen Zweck, und es gibt einen Plan.
Bir amaç var ve bir plan var.
Jeder Schlag hat einen Zweck, Böse Absichten.
Kötü niyetli. Her yumruğun bir amacı vardır.
Er gab mir einen Zweck.
Bana bir amaç verdi.
Und wenn es ein Verhaltensexperiment wäre… Hätte es einen Zweck.
Davranışsal deney olsaydı o zaman belki… Belki bir amacı olabilirdi.
Sie gaben mir Hoffnung und einen Zweck.
Bana bir amaç ve umut verdiler.
Sie haben eine Logik, einen Zweck.
Bir mantığı, bir amacı vardır.
Du musst einen Zweck finden.
Bir amaç bulmalısın.
Alles, was ich tue, hat einen Zweck.
Yaptığım her şeyin bir amacı var.
Dass Gott jeden Menschen für einen Zweck geschaffen hat.
Tanrı herkesi bir amaç için yarattı.
Jeder Schlag hat einen Zweck, Böse Absichten.
Kötü niyet. Her yumruğun bir amacı var.
Arbeite für einen Zweck, nicht für Applaus.
Bir amaç için çalışın, alkış için değil.
Diese Seite hat nur einen Zweck.
Bu sayfanın tek bir amacı vardır.
Jeder wurde von Gott für einen Zweck geschaffen.
Her biri bir amaç için Tanrı tarafından yaratıldı.
Im Gegensatz zu MLM haben Pyramidenschemata nur einen Zweck.
MLMden farklı olarak, Piramit Şemalarının Tek Bir Amacı Var.
All dies geschieht für einen Zweck.
Bütün bunlar bir amaç için yapılıyor.
Jeder Spieler im Spiel FIFA MANAGER 13 hat einen Zweck.
Oyunun FIFA MANAGER 13 Her oyuncu bir amacı vardır.
Besonders Kinder neigen dazu, allem einen Zweck zuzuschreiben.
Çocuklar, her şeye bir amaç yüklemeye özellikle yatkındır.
Jedes Gerät hier hat einen Zweck.
Buradaki her aletin bir amacı var.
Dass Gott uns Jane für einen Zweck geschenkt hat.
An2} Janeyi buraya bir amaç için getirdi.
Der Krieg gab ihrem Leben einen Zweck.
Savaş onlara bir rütbe, bir yön, bir amaç verdi.
Sonuçlar: 222, Zaman: 0.0308

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce