FINSTERNISSE - Turkce'ya çeviri

karanlıklar
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln
tutulmalar
gehalten werden
karanlıklara
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln
karanlıklarına
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln
karanlık
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln

Finsternisse Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Erde erschaffen und die Finsternisse und das Licht gemacht hat;
yeri yaratan, karanlığı ve ışığı vareden ALLAHa yaraşır.
Oder(ihr Beispiel ist) gleich(jenen bei) einem Regenguß vom Himmel, voller Finsternisse, Donner und Blitz;
Bir kısmı da, karanlıklarda, gök gürlemeleri
die Erde erschaffen und die Finsternisse und das Licht gemacht hat!
yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti!
20noch die Finsternisse und das Licht, 21noch der Schatten und die (Sonnen)hitze.
20- Karanlıklarla aydınlık, 21- Gölge ile sıcaklık da.
Das Wort"Finsternisse", das auf Arabisch mit"zulumat" ausgedrückt wird,
Arapçada'' zulumat'' olarak ifade edilen'' karanlıklar'' kelimesi,
voller Finsternisse, Donner und Blitz;
içinde karanlıklar, gök gürlemesi
Oder(sie sind) wie Finsternisse in einem tiefen Meer, das von einer Woge überdeckt ist, über der eine Woge liegt, über der wiederum eine Wolke liegt: Finsternisse, eine über der anderen.
Yahut( o kafirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir;( öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut… Birbiri üstüne karanlıklar.
Oder(sie sind) wie Finsternisse in einem abgrundtiefen Meer,
Veya derin denizin karanlıklarına benzer. Onu üstüste dalgalar
Oder(sie sind) wie Finsternisse in einem tiefen Meer,
Veya derin denizin karanlıklarına benzer. Onu üstüste dalgalar
Oder(die Ungläubigen sind) wie Finsternisse in einem tiefen Meer: Eine Woge bedeckt es, über ihr ist(noch)
Yahut o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları derin bir denizdeki yoğun karanlıklara benzer. Öyle bir deniz
Oder(sie sind) wie Finsternisse in einem abgrundtiefen Meer, das von Wogen überdeckt ist,
Yahut da derin bir denizi kaplayan karanlıklara benzer; onu bir dalgadır,
Oder(die Ungläubigen sind) wie Finsternisse in einem tiefen Meer:
Yahut da derin bir denizi kaplayan karanlıklara benzer; onu bir dalgadır,
Die Finsternis hat dich infiziert.
Karanlık size bulaştı.
Die letzte Zeile von Herz der Finsternis von Joseph Conrad.
Joseph Conradın, Karanlığın Yüreği adlı kitabının son cümlesi.
Die Finsternis verbirgt sich am helllichten Tag.
Karanlık gün ışığında gizlenir.
Der Fürst der Finsternis sagt, du lebst!
Karanlıklar prensesi yaşasın diyor!
Hier ist keine Finsternis, du verrückter alter Vogel.
Etrafta Karanlık falan yok, seni çatlak ihtiyar kuş.
Die Finsternis heißt Finsternis,
Karanlığın ismi karanlıktır,
Vom Fürsten der Finsternis zum König des Zimmerservices.
Karanlıklar Prensinden Oda Servisi Kralına dönüşmüşsün.
Die Finsternis versteckt sich am helllichten Tag.
Çünkü Karanlık gün ışığında gizlenir.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.2678

Farklı Dillerde Finsternisse

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce