TEMPORALEN - Turkce'ya çeviri

zamansal
zeit
wenn
dann
immer
mal
also
auch
lange
time
damals
geçici
vorübergehend
nur
transiente
vergänglich
temporary
zeitweise
temporäre
provisorische
vorläufige
zeitweilige
temporal
temporalen
zeitlichen
temporallappen
zaman
zeit
wenn
dann
immer
mal
also
auch
lange
time
damals

Temporalen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ihr früherer Partner starb, als der Oculus in einem temporalen Energieausstoß explodierte.
Eski ortağınız, oculus patladığında ortaya çıkan zaman enerjisiyle ölmüştü.
Um die Zeitlinie zu erhalten. Nach den temporalen Gesetzen sollten wir wohl Selbsmord begehen.
Zaman çizelgesini korumak için intihar etmeliyiz. Hatta zamansal yasaya göre.
Tom und ich werden nach temporalen Anomalien scannen.
Bu süre zarfında, Tom ve Ben zamansal anomali taramaya başlayacağız.
Was wir derzeit als Beschleunigung empfinden, ist nur eines der Symptome der temporalen Zerstreuung.
Bugün hızlanma olarak duyumsadığımız şey zamansal dağılmanın semptomlarından sadece biri.
Wir denken, dass wir in einer temporalen Kausalitätsschleife sind.
Görünen o ki, bir şekilde zamansal sebep sonuç döngüsüne girmişiz.
Computer, aktiviere den Tachyonenimpuls und richte ihn auf diese räumlichen und temporalen Koordinaten.
Bilgisayar, takiyon darbesini çalıştır ve direkt olarak şu uzaysal ve zamansal koordinatlara yönlendir.
Die temporalen(zeitbestimmenden) Bindewörter.
Süreklilik anlatan( continous) zamanları oluşturur.
Ich sehe keine Hinweise auf einen temporalen Fluss oder eine Anomalie.
Herhangi bir zamansal anomaliyi gösteren bir belirti göremiyorum.
Ein Raumschiff, gefangen in einem temporalen Riss.
Bir zaman yarığında kalmış bir uzay gemisi.
Es wurden keine temporalen Anomalien gemeldet.
Herhangi bir, zamansal anomali rapor edilmemiş.
Wir glauben, lhr Shuttle war in einer temporalen Anomalie gefangen.
Mekiğinizin, bir çeşit zamansal anomali ile karşılaştığını, düşünüyoruz.
Mr. Whitleys Team ist auf einen weiteren temporalen Sturm gestoßen.
Bay Whitleyın timi bir başka zamansal fırtınayla karşılaşmış.
Zweites Gesetz der Temporalen Sterblichkeit.
Ikinci maddi ölüm yasası.
Mit der Rohrpost zu… temporalen Auftragsmördern, wie du einer warst,
Senin eskiden olduğun gibi zamansal suikastçılara talimat veriyor,
In der temporalen Zone waren, ich die Entscheidung traf, die Zeitlinie zu verändern.
Ekibiniz Geçici Bölgedeyken… zaman çizgisini etkileyecek bir karar verdim.
Sagen Sie bitte, Charles, als Stuart und Ihre Schwester verlobt waren, haben Sie da zufällig auch seine Dokumente zum temporalen Universum gelesen?
Söylesene, Charles. Kız kardeşin Stuartla nişanlanınca… onun zamansal evren üzerine yazılarını okudu mu?
Die temporale Signatur ändert alles.
Zamansal iz her şeyi değiştirdi.
Das ist keine Vorlesung in temporaler Logik!
Ama bu geçici mantık dersi değil!
Wir fanden eine Art temporale Signatur.
Bir tür zamansal iz vardı.
Ein temporaler Knochenbruch mit einer PDA Blutung.
Temporal kemik kırığıyla epidural kanama.
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.0496

Farklı Dillerde Temporalen

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce