VERGAB - Turkce'ya çeviri

affetti
vergeben
vergebung
verzeihen
verzeihung
begnadigen
bağışladı
spenden
vergeben
verzeihen
vergebung
begnadigen

Vergab Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Seine Frau vergab ihm damals.
Kadın da onu bağışladı.
Darum vergab ihm Gott großzügig.
Yüce Allah da onu bunlarla bağışladı.
Dann vergab ER ihm.
O da onu bağışladı.
Ich vergab Dr. Lecter, wie unser Herr den römischen Soldaten vergab..
Dr. Lecterı affettim ben… tıpkı Kurtarıcımızın Romalı askerleri affedişi gibi.
Er vergab den Menschen, die ihm Unrecht getan hatten, und führte ein ganzes Land in einen Neuanfang.
Yıllarca kendisine zulmeden insanların hepsini affetmiş ve hepsine insan hakları tanımış.
So wie er den meisten derer, deren Hinrichtung er befohlen hatte, vergab.
Halbuki onun affettiklerinin çoğu, çoktan kılıcı hak etmiş kimselerdi.
Er vergab ihr.
Onu affetmişti.
Sünden vergab, galt das nicht nur für deine vergangenen.
Günahları ancak sen bağışlarsın, başkası değil.
Es dauerte lange, bis ich ihm vergab.
Onu bağışlamam uzun zaman aldı.
Und doch vergab er ihnen, weil sie nicht wussten, was sie taten.
Fakat onları affet, çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Was mir mein HERR vergab, und daß ER mich zu einem der Gewürdigten machte!
Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını!
Was mir mein HERR vergab, und daß ER mich zu einem der Gewürdigten machte!
Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını!
Was mir mein HERR vergab, und daß ER mich zu einem der Gewürdigten machte!
Ah bir bilseler: Rabbimin beni affettiğini, beni ikramlara gark ettiğini!”!
indem er dem Kind vergab, das ihn anschoss?
kendini vuran çocuğu… affetmekle doğru mu yaptı?
Und Gott vergab ihm.
Allah da onu bağışlamıştır.
Ein Jahr nach der Tat besuchte der Papst den Täter im Gefängnis und vergab ihm.
Gün sonra onu öldürmek isteyen adamı cezaevinde ziyaret edip affeden Papayı.
Künstlermann vergab keine Lesben im Haus.
Artist adam evdeki lezbiyenleri affetmedi.
Und Gott vergab ihm sofort.
Allah da onu bağışlamıştır.
Einfach herzustellen und effektiv in der Arbeit"vergab" uns einige Mängel in seiner Herstellung.
Yapması kolay ve işinde etkili'' affet'' işinde bize bazı kusurları.
Als Er Dämonen austrieb oder Sünden vergab, befreite Er die Gefangenen des Satans.
O cinleri çıkardığında ya da günahları affettiğinde Şeytanın tutsaklarını serbest bırakıyordu.
Sonuçlar: 68, Zaman: 0.2771

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce