VORLADUNG - Turkce'ya çeviri

celp
vorladung
mahkeme çağrısı
bir mahkeme davetiyesi
bir celpname

Vorladung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ich weiß nicht. Haben Sie eine Vorladung?
Celbiniz var mı? Bilmiyorum?
Die Vorladung basiert auf einer illegalen Durchsuchung.
Bu celbin temeli, yasa dışı bir aramaya dayanıyor.
In der folgenden Woche eine Vorladung wurde auch für die Produktion von Dokumenten an Giuliani ausgegeben.
Ertesi hafta, celbi de belgelerin üretimi için Giuliani verildiği.
Wir brauchen keine Vorladung, um ihn zu vernehmen.
Sorgulamak için mahkeme emrine gerek yok.
Nein, ich habe keine Vorladung.
Hayır, mahkeme emrim yok.
dann lassen wir diese Vorladung verschwinden.
bizimle birlikte oynarsan bu celplerin kaybolmasını sağlayabiliriz.
an dem Tisch da drüben, bezüglich Pop Tates Vorladung.
İkinizin Pop Tatein celbi hakkında şurada yaptığınız.
Wir haben eine Vorladung für Ihre Eltern in Bezug auf ihr Anlageportfolio.
Anne babanın yatırım portföyü için mahkeme emrimiz var.
Und die Vorladung durch mich ist durchaus rechtsgültig.
Meşru olduğunu açıkladınız mı? ve benim yaptığım mahkeme çağrısının.
Um eine Vorladung zu vermeiden. Ich bin ungern hier, aber ich kam trotzdem.
Burada olmaktan nefret etsem de gelip celpten kaçınayım dedim.
Euer Ehren, ich habe eine Vorladung für einen Zeugen, der im Gerichtssaal sitzt.
Efendim, mahkeme salonunda bulunan bir tanık için celbim var.
Ich muss Ihnen eine Vorladung überbringen.
Resmî olarak bu mahkeme celbini size vermek görevim.
Was verdanke ich diese Vorladung?
Bu daveti neye borçluyum?
Was, eine Vorladung?
Sie können ohne Durchsuchungsbeschluss oder Vorladung nicht einfach meine Accounts durchsehen.
İzin ya da tebligat olmadan hesaplarıma giremezsiniz.
Ich habe eine Vorladung.
Bir celbiniz var.
Haben Sie eine Vorladung?
Elinizde mahkeme celbi var mı?
Einer Vorladung nicht nachzukommen ist eine strafbare Handlung, Mr. Bauer.
Mahkeme celbine uymamak federal bir suçtur, Bay Bauer.
Die Griffen Cosmetics Vorladung. Und das ist.
An2} Griffen Cosmetics için mahkeme celbi.{ \an2} Bu.
Haben Sie eine Vorladung?
İzniniz var mı?
Sonuçlar: 110, Zaman: 0.0568

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce