Cannot go Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
but the solute cannot go through the membrane.
ancak çözünen gidemez zarından.I therefore cannot go for a walk with you.
Bu yüzden seninle gezmeye gelemem.I cannot go to worship with you.
Seninle ibadet etmeye gidemem.A mere nun cannot go against the will of the council.
Bir rahibe konseyin kararına karşı gelemez.Dr. Stendahl, that rail gun test cannot go forward as planned.
Dr. Stendahl… raylı top testi planlandığı gibi devam edemez.Cannot go? There's something that I must do.
Gidemem mi? Yapmam gereken birşey var.Gentlemen, Brother Cao cannot go.
Beyler, Birader Cao gidemez.I'm very sorry, Mother, but I cannot go.
Çok üzgünüm Anne. Ama ben gidemem.Rhi, I cannot go camping with you, okay? I will pay you.
Rhi, seninle kamp yapmaya gelemem tamam mı? Veririm.That rail gun test cannot go forward as planned. Dr. Stendahl.
Dr. Stendahl… raylı top testi planlandığı gibi devam edemez.This does not concern you. You cannot go to war.
Bu konu seni ilgilendirmez. Savaşa giremezsin.What?- What?- She absolutely cannot go with him.
Ne?- Ne?- Kesinlikle onunla gelemez.The car cannot go on that side, I am telling you!
Size söylüyorum, o araba oraya gidemez!My love, I cannot go to the moon.
Tatlım, ben Aya gidemem.While he's alive, I cannot go with you!
O hayatta olduğu sürece seninle gelemem!This cannot go on like this anymore.
Bu artık böyle devam edemez.There's something that I must do. Cannot go?
Yapmam gereken birşey var. Gidemem mi?You cannot go inside.
Sen içeri giremezsin.And I cannot go back over there!
Ve oraya geri gidemem ben!Dad cannot go to prison.
Babam hapse gidemez.
