IN FRONT OF A MIRROR - Turkce'ya çeviri

[in frʌnt ɒv ə 'mirər]
[in frʌnt ɒv ə 'mirər]
ayna önünde
ayna önüne
aynanın önüne

In front of a mirror Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And you ate dinner in front of a mirror last night.
Sen de geçen gece bir aynanın karşısında yemek yemişsin.
He was standing in front of a mirror, combing his hair.
Bir aynanın önünde durmuş saçını tarıyordu.
I just walked in front of a mirror.
Bir aynanın önünde yürüdüm.
We will stand you in front of a mirror, I will begin strangling you.
Bir aynanın önünde duracağız. Ben de seni boğazlamaya başlayacağım.
I remembered dancing in front of a mirror.
Bir ayna karşısında dans ettiğimi hatırladım.
We will stand you in front of a mirror.
Bir aynanın önünde duracağız.
You don't stand in front of a mirror before a run.
Koşuya çıkmadan önceaynanın önünde durup.
All of which you practised most carefully in front of a mirror.
Bunları da ayna önünde çok dikkatli çalışmıştınız.
I talk to myself even if I have to sit in front of a mirror.
Mecbur kalırsam… bir aynanın önüne oturup kendimle konuşurum.
Did you practice in front of a mirror?
Aynanın karşısında mı prova yaptın?
You stand in front of a mirror, lights out, you say her name three times… and then she bursts through the glass and kills you.
Aynanın önünde duruyorsun, lambalar sönüyor adını üç kez tekrarlıyorsun sonra camı delip geçiyor ve seni öldürüyor.
Nick You don't stand in front of a mirror before a run… and wonder what the road will think of your outfit.
Koşmaya gitmeden önce aynanın önünde durma… ve merak ediyorsun yol senin ne giydiğini düşünür mü.
a Catherine, committed suicide in front of a mirror, and a giant mirror fell on a guy named dave.
bir Catherine, Ayna karşısında intihar etmiş, ve Dave diye birinin üstüne dev bir ayna düşmüş.
The NCIC, the FBI database any mary in the country who died in front of a mirror is good enough for me.
NCIC, FBI bilgi bankası ülkede ayna önünde ölen herhangi bir Mary benim için yeterli.
I'm dreading doing this self-portrait, sitting in front of a mirror, studying every pore of my face.
Kendi portremi yapmaktan kaçınıyorum, aynanın karşısında oturmak yüzümdeki her gözeneği en ince ayrıntısına kadar incelemek.
Having a manic episode in front of a mirror. That's a story about a schizophrenic woman.
O öykü, şizofren bir kadının ayna önünde manik davranış göstermesiyle ilgiliydi.
And wonder what the road will think of your outfit. You don't stand in front of a mirror before a run…- Yeah. Thanks.
Koşuya çıkmadan önce aynanın önünde durup… yolun kıyafetin hakkında ne düşüneceğini merak etmezsin…- Evet. Teşekkürler.
As the song's chorus approaches, Swift starts to sing and dance in front of a mirror, changing to different clothing multiple times.
Şarkının ilk nakaratına gelindiğinde Swift aynanın karşısında farklı kıyafetlerle şarkı söyleyip dans etmeye başlar.
And wonder what the road will think of your outfit. You don't stand in front of a mirror before a run…- Yeah. Thanks.
Evet. Sağol. Koşmaya gitmeden önce aynanın önünde durma… ve merak ediyorsun yol senin ne giydiğini düşünür mü.
Basically, you take a patient, you put them in front of a mirror and you tell them to conduct a symphony,
Basitçe hastayı aynanın önüne koyup orkestra yönetmesini,
Sonuçlar: 74, Zaman: 0.0492

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce