SOMETHING HAS TO CHANGE - Turkce'ya çeviri

• bir şeyler değişmek zorunda
• bir şeylerin değişmesi gerek
• bir şeylerin değişmesi lazım
• bir şeylerin değişmesi gerektiğini

Something has to change Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

young to think like that, but… something has to change.
toyluk olabilir ama bazı şeyler değişmek zorunda.

Something had to change.
Bir şeyler değişmeli.

We knew something had to change.
Biz bir şeyin değişmek zorunda olduğunu biliyorduk.

For everything to stay as it was. Something had to change.
Her şeyin eskisi gibi kalabilmesi için bazı şeylerin değişmesi gerekir.

Moody felt something had to change in order to preserve their style of music and left due to"creative differences" with Amy Lee,
Ben Moody, müzik stillerini koruma amacıyla bir şeyleri değiştirme gereği hissetti ve grubun kadın lideri ve kurucusu Amy Leeyle

But something had to change, and instead of changing, you're just… You're working for your father.
Ama bazı şeylerin değişmesi gerekiyordu ve… değiştirmek yerine gittin-- Babana çalışıyorsun.

And instead of changing, you're just… You're working for your father. But something had to change.
Ama bazı şeylerin değişmesi gerekiyordu ve… değiştirmek yerine gittin-- Babana çalışıyorsun.

Well, something has to change!
Bir şeyler değişmek zorunda!

Something had to change.
Şimdi her şey değişebilir.

Something had to change.
Değişim gerekiyordu.

Well, something had to change.
Bir şeylerin değişmesi gerekiyordu.

Something had to change… for everything to stay as it was.
Her şeyin eskisi gibi kalabilmesi için bazı şeylerin değişmesi gerekir.

Something had to change… so that everything might remain as it was before.
Her şeyin eskisi gibi kalabilmesi için bazı şeylerin değişmesi gerekir.

Something would have to change.
Birşeyler değişmek zorundadır.

We have to change something.
Bir şeyleri değiştirmemiz lazım.

We have to change something.
Bir şeyi değiştirmek zorundayız.

Something will have to change after this affair.
Bundan sonra bir şeylerin değişmesi gerekecek.

Something has got to change.
Bazı şeyler değişmek zorunda.

When Ashoka contemplated the devastation that he had caused on the battlefield, something seems to have changed inside him.
Asokanın içinde, savaş alanında neden olduğu tahribatı gördüğünde,… bir şeyler değişti.

Something has to change, now.
Artık bir şeyler değişmek zorunda.