ANLAŞMAYA - Almanca'ya çeviri

Vereinbarung
anlaşmanın
sözleşmenin
das Abkommen
anlaşmalar
Vertrag
sözleşmeyi
kontrat
anlaşmayı
antlaşması
verhandelt
pazarlık
müzakere
görüşmek
anlaşmak
Einigung
anlaşma
uzlaşma
Abmachung
anlaşmamız
bir anlaşma
des Abkommens
anlaşmalar
verhandeln
pazarlık
müzakere
görüşmek
anlaşmak
dem Abkommen
anlaşmalar

Anlaşmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Biz de bu anlaşmaya imza atmak istemiyoruz.
Auch wir wollen diesen Vertrag nicht unterzeichnen.
Önceki anlaşmaya tabidir.
Unterliegt vorheriger Vereinbarung.
Amaç- çatışma durumunda anlaşmaya varmak.
Ziel- Einigung in einer Konfliktsituation erreichen.
Eurogroup, Yunanistana borç rahatlanması sağlanması üzerinde anlaşmaya vardı.
Die Eurogruppe hat eine Schuldenerleichterung für Griechenland verhandelt.
Ancak anlaşmaya karşı çıkanlar da bulunuyor.
Aber es gibt auch Gegner des Abkommens.
Bu anlaşmaya uyabilirim.
Diese Abmachung kann ich treffen.
Bu paketler, bu anlaşmaya değil kendi lisanslarına tabidir.
Diese Pakete unterliegen ihren eigenen Lizenzen und nicht diesem Vertrag.
Patrick McKenna anlaşmaya mı çalışıyor?
McKenna deichselt den Deal?
Genel olarak bu anlaşmaya uydular.
Im Großen und Ganzen wurde diese Vereinbarung eingehalten.
ABD ve Çin Anlaşmaya Yaklaşıyor.
USA und China nähern sich Einigung.
Herhangi bir sürücüyle anlaşmaya varmadık.
Wir haben mit keinem anderen Fahrer verhandelt.
İsim değişikliğine ilişkin anlaşmaya rağmen Nova Makedonija son sözün söylenmediğini umuyor.
Trotz des Abkommens zur Namensänderung ist das letzte Wort noch nicht gesprochen, hofft Nova Makedonija.
Sence hükümet anlaşmaya niyetli gibi mi gözüküyor?
Klingt das, als wolle die Regierung verhandeln?
Söylediğini yaptık. August için anlaşmaya imza attı.
Wir haben getan, was Sie sagten. Wir unterschrieben den Deal für August Marks.
Tokyoya bağlanmıştım! Bu anlaşmaya ihtiyacım var.
Ich brauche diesen Vertrag. Das war Tokio.
Minimum süre: Anlaşmaya göre.
Mindestbreite: Nach Vereinbarung.
Türkiyenin yeni hükümeti de bu anlaşmaya bağlı kalacaktır.
Ich hoffe, dass die neue türkische Regierung dieser Abmachung treu bleiben wird.
Anlaşmaya göre kara, deniz
Dem Abkommen zufolge werden Land-,
Anlaşmaya imza koyan Avrupalı tarafların kendi vaatlerini yerine getirip getirmeyeceklerini bilmiyorum.''.
Ich bin mir nicht sicher, ob die europäischen Unterzeichner des Abkommens ihre Versprechen erfüllen werden.”.
Sen bu adamla anlaşmaya mı oturacaksın?
Mit diesem Typen willst Du verhandeln?
Sonuçlar: 174, Zaman: 0.0343

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca