BIR ARAYA GETIRMEK - Almanca'ya çeviri

zusammenzubringen
bir araya getirmek
birleştirmek
biraraya
bir araya toplamalıyız
zu vereinen
birleştirmek
bir araya getirmek
zusammen zu bringen
bir araya getirmek
zusammenstellen
kurmak
toplamak
oluştur
bir araya getirmek
hazırla
Zusammenführen
birleştir
bir araya getirmek
bir araya
hantieren
bir araya getirmek
izin
zusammenbringen
bir araya getirmek
birleştirmek
biraraya
bir araya toplamalıyız
zusammenzutrommeln
toplamalıyız

Bir araya getirmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Benim işim, onları bir araya getirmek.
Und es ist meine Aufgabe, sie zusammenzubringen.
Onları bir araya getirmek de bana düşüyor.
Und ich muss sie zusammenbringen.
Bu etkinliğin amacı insanları bir araya getirmek.
Ziel der Veranstaltung ist es jedes Jahr, Menschen zusammenzubringen.
Onları bir araya getirmek istedim.
Ich wollte sie zusammenbringen.
Yaratıcılık iki birbiriyle ilişkisi olmayan fikri alıp bir araya getirmek demek.
Kreativität bedeutet, zwei nicht miteinander verbundene Ideen zu nehmen und zusammenzubringen.
İnsanları bir araya getirmek- Aalen'de Entegrasyon.
Menschen zusammenbringen- Integration in Aalen.
Hedef, aileyi yeniden bir araya getirmek.
Ziel sei es aber, die Familie wieder zusammenzubringen.
Çünkü yine herkesi bir araya getirmek istiyordu.
Denn er möchte Sie alle wieder zusammenbringen.
Amacı işçi ve işverenleri bir araya getirmek.
Ziel ist es, Arbeitgeber und Arbeitnehmer zusammenzubringen.
Birinci sınıf yetenekleri bir araya getirmek ve birinci sınıf bir İşletme Kolejini birlikte kurmak.
Erstklassige Talente zusammenbringen und ein erstklassiges College of Management bilden.
Stanley lanetlendiğine inansa da, Zeroni ve Yelnats ailelerini bir araya getirmek gibi görünüyor.
Obwohl Stanley glaubt, er sei verflucht, scheint das Schicksal die Familien Zeroni und Yelnats zusammenzubringen.
Proje Yöneticisi- Proje yöneticileri bir araya getirmek ve takım farklı BT uzmanları kolaylaştırmak.
Projekt-manager- Projektmanager zusammenbringen und ermöglichen vielfältige IT-Experten-teams.
BigQueryyi kullanmadan önce tüm bilgileri bir araya getirmek zordu.
Vor dem Einsatz von BigQuery war es schwierig, alle unsere Informationen zusammenzubringen.
Demek istediğim, grubu tekrar bir araya getirmek istiyorum.
Und damit meine ich, dass ich die Band wieder zusammenbringen will.
teknolojiyi gerçekten bir araya getirmek.
Technologie wirklich zusammenzubringen.
Sezar, çürüyen imparatorluğunu Roma tanrılarının yardımıyla bir araya getirmek istedi.
Caesar wollte mit Hilfe der römischen Götter sein zerfallendes Reich zusammenbringen.
Bizim hedefimiz çatışmanın tüm taraflarını bir araya getirmek.
Unser Ziel ist es, alle Konfliktparteien zusammenzubringen.
Coca-Cola Küçük Dünya Makineleri- Hindistan ve Pakistanı Bir Araya Getirmek.
Coca-Cola Small World Machines- Indien und Pakistan zusammenbringen.
bir grup olağan üstü insanı bir araya getirmek.
eine Gruppe außergewöhnlicher Leute zusammenzubringen.
Tek marka, tek kaynak- en iyileri bir araya getirmek.
Eine Marke, alles aus einer Hand- das Beste zusammenbringen.
Sonuçlar: 110, Zaman: 0.0199

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca