BIR KONU - Almanca'ya çeviri

Thema
konu
tema
hakkında
ilgili
sorun
meselesi
Sache
bir şey
konu
birşey
var
işi
olayı
şeyi
meselesi
davası
ilgilendirir
Angelegenheit
konu
meselesi
olayı
ilgilendirir
darüber
bunu
Punkt
nokta
konu
puan
mesele
madde
sayı
betrifft
ilgili
etkileyebilir
etkiler
etkiliyor
ilgilendiren
söz konusu
Gesprächsthema
konu
geht
gitmek
gidiyor
gidip
yürümek
çıkmak
ayrılmak
gidelim
gidin
gider
Fach
tepsi
dersi
konu
uzman
raf
kutusu
alanım
bölme
kat
Themen
konu
tema
hakkında
ilgili
sorun
meselesi
Themas
konu
tema
hakkında
ilgili
sorun
meselesi
Angelegenheiten
konu
meselesi
olayı
ilgilendirir

Bir konu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Seni ilgilendirecek bir konu yok.
Mach dir keine Sorgen darüber.
Konu islami bir konu değildir.
Diese Angelegenheit ist keine islamische Angelegenheit..
Karmaşık bir konu bu, Chloe.
Die Sache ist kompliziert, Chloë.
Öte yandan insanlar bambaşka bir konu.
Was die Menschen hingegen betrifft, ist das ein anderes Kapitel.
Bence bu cocuklara uygun bir konu degil.
Ich glaube nicht, dass das ein Gesprächsthema für Kinder ist.
Benim de sıklıkla düşündüğüm bir konu bu.
Das ist auch ein Punkt, über den ich häufig nachdenke.
Bizi ilgilendirmeyen bir konu, bu işe bulaşmamalıyız.
Ich bin nicht gefühllos, aber es geht uns nichts an.
Çünkü aklımda hep bir konu vardı ve bugün onu yazacaktım.
Aber da ich noch immer ab und zu daran denke, musste ich heute darüber schreiben.
Ulusal borç, acil bir konu olarak hayata dönüşmek üzere.
Die Staatsverschuldung wird als dringende Angelegenheit wieder lebendig.
Bu onunla ve vicdanı arasında bir konu.
Es ist eine Sache zwischen ihm und seinem Gewissen.
Bu çok popüler bir konu.
Das Thema ist sehr beliebt.
Bu bir kadının öz saygısı için çok hassas bir konu.
Das ist, wie du weißt, für eine Frau ein sensibler Punkt, was die Selbstachtung betrifft.
Bence bu çocuklara uygun bir konu değil.
Ich glaube nicht, dass das ein Gesprächsthema für Kinder ist.
Öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde yoğunlaşmasını istedikleri herhangi bir konu veya tematik fikir seçebilirler.
Die Lehrer können jedes Fach oder jede thematische Idee auswählen, auf die sich die Schüler konzentrieren sollen.
Bunu sorduğun için çok teşekkür ederim, çünkü bu çok önemli bir konu.
Danke, dass du das fragst, denn dieser Punkt ist enorm wichtig.
Bu yerel bir konu değildir.
Das ist keine lokale Angelegenheit.
Yılbaşından sonra da çağırmış olsaydın… vaktimiz çok olduğunda konuşacağımız bir konu bu.
Hättest du mich nach Silvester angerufen… Darüber sprechen wir, wenn mehr Zeit ist.
General Khurshid, bu çok ciddi bir konu.
General Khursheed. Die Sache ist ernst.
Doğum izni, yumurtalıkları olanları ilgilendiren bir konu.
Mutterschaftsurlaub ist ein Thema für Eierstockträgerinnen.
Ama bu kişisel bir konu.
Aber hier geht es um etwas Persönliches.
Sonuçlar: 995, Zaman: 0.0665

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca