Bir konu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Seni ilgilendirecek bir konu yok.
Karmaşık bir konu bu, Chloe.
Öte yandan insanlar bambaşka bir konu.
Bence bu cocuklara uygun bir konu degil.
Benim de sıklıkla düşündüğüm bir konu bu.
Bizi ilgilendirmeyen bir konu, bu işe bulaşmamalıyız.
Çünkü aklımda hep bir konu vardı ve bugün onu yazacaktım.
Ulusal borç, acil bir konu olarak hayata dönüşmek üzere.
Bu onunla ve vicdanı arasında bir konu.
Bu çok popüler bir konu.
Bu bir kadının öz saygısı için çok hassas bir konu.
Bence bu çocuklara uygun bir konu değil.
Öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde yoğunlaşmasını istedikleri herhangi bir konu veya tematik fikir seçebilirler.
Bunu sorduğun için çok teşekkür ederim, çünkü bu çok önemli bir konu.
Bu yerel bir konu değildir.
Yılbaşından sonra da çağırmış olsaydın… vaktimiz çok olduğunda konuşacağımız bir konu bu.
General Khurshid, bu çok ciddi bir konu.
Doğum izni, yumurtalıkları olanları ilgilendiren bir konu.
Ama bu kişisel bir konu.