Bir laf Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
İyi bir laf mı bu şimdi?
Bunun sadece bir laf olup olmadığını bilmiyoruz.
Bu diplomatik bir laf değil.
Ne bencilce bir laf öyle.
Red Forman,'' Bebekleri seviyorum'' lafından başka bir laf duymak istemiyorum senden.
Albertico, bu kötü bir laf değil.
Devrimci bir savaş sadece bir laf olmamalıdır.
Onlar için faşizme karşı olmak boş bir laf değildir.
Bir laf eder ya da tek bir bakış atarsan seni hemen burada öldürürüm.
Bir laf vardır,'' Eğer kendinizi ve düşmanınızı yeterince tanıyorsanız o hâlde savaşın getireceklerinden korkmak için bir sebebiniz yoktur.
İşletim sistemine bir lafım yok.
Sadık kardeşime bir lafım var.
Ya da bir lafınız size karşı olacak şekilde kullanılabilir.
Eylemsiz aşk sadece bir laftır.”.
Uluslar bireyleri ulus adına kurban ediyor; ve'' ulus'' sadece bir laftır.
Bir lafım vardır.
Brooklynde Naziler için bir lafımız vardır dostum.
Lütfen bir daha lafını etme.
Sana tek bir lafım var, eroin.
Bir daha lafını etmeyelim.