BIRBIRLERIYLE - Almanca'ya çeviri

• einander

Birbirleriyle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Birbirleriyle oynamak zorunda kalma hikayesinden çok etkilendiler. İnsanlar, kız kardeşlerin.
Es ist faszinierend, dass Schwestern gegeneinander spielen müssen.

Birbirleriyle bağlantısı olmayan insanlar, tamamen rastgele.
Menschen ohne Verbindung zueinander.

Bence birbirleriyle büyümeyi hak ediyorlar.
Ich finde, sie verdienen es, gemeinsam aufzuwachsen.

Ağaçların birbirleriyle iletişim kurduklarını biliyor muydun?
Wusstest du, dass Bäume miteinander kommunizieren?

Sadece birbirleriyle seks yaptılar.
Sie hatten nur miteinander Sex.

Birbirleriyle çok uyuşmuşlar.
Die passen echt gut zueinander.

Birbirleriyle iletişim kurmaları?
Miteinander kommunizieren?

Arabada birbirleriyle konuşuyorlar.- Ne?
Sie reden nur zueinander im Auto. Was?

Hadi bakalım onları birbirleriyle etkileşime sokabilecek miyiz.
Ob wir sie zum Interagieren bringen.

Birbirleriyle konuşabilmeli. Karı kocalar.
Mann und Frau müssen… miteinander reden können.

Onlar birbirleriyle çok iyiler.
Sie sind perfekt füreinander.

Birbirleriyle konuşabiliyorlar.
Sie reden miteinander.

Birbirleriyle iletişim halindeler.
Die Männer halten Kontakt zueinander.

Birbirleriyle savaştığını gördük. İlk defa, makinelerin.
Zum ersten Mal erlebten wir Maschinen im Krieg gegeneinander.

Ama sürekli değişiyorlar, karışıp birbirleriyle birleşiyorlar, Gösterimde 50 dijital iş var.
Die sich permanent verändern und ineinander übergehen. Hier sind 50 digitale Kunstwerke ausgestellt.

İki müvekkilin var, birbirleriyle anlaşma yapıyorlar.- Ne oluyor?
Was ist? Du hast zwei Mandanten, die einen Deal zusammen machen?

Birbirleriyle iletişim kuruyorlar.
Sie kommunizieren miteinander.

yedi göğü birbirleriyle bir uyum( mutabakat) içinde yaratmıştır?
wie ALLAH sieben übereinander geschichtete Himmel erschuf?

Çoğu ebeveyn, birbirleriyle oynasın diye birden fazla çocuk isterler.
Die meisten Eltern wollen mehr als ein Kind, damit die Kinder zusammen spielen können.

Biz merdivenlerde birbirleriyle tanıştı 8 haftadır. Nedir?
Seit acht Wochen gehen wir aneinander vorbei. Was heißt das denn?