BURALARI - Almanca'ya çeviri

hier
al
var
işte
burada
geldi
orada
buyur
ist
olmak
onun
olabilir
olur
ise
Ort
yeri
bir yer
burası
mekanı
yerin
site
kasaba
yerinde
yeridir
nokta
da
orada
burada
çünkü
var
geldi
i̇şte
şurada
yanında
içinde
Gegend
bölge
alan
mahalle
burası
çevreyi
etrafı
bir yerden
bir yer
semt
dort
orada
burada
şurada
yerde

Buraları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Onları getireceğim… çünkü buraları görmeleri gerek.
Sie müssen das hier sehen.
Çok güzel buraları.
Es ist schön hier.
Ee, jeneratöre yakıt lazım, buraları da silip süpürmüşler.
Der Generator braucht Sprit, und hier wurde alles abgegrast.
Efendim, birisi buraları çamurlu.
Sir, jemand hat Matsch hier reingetragen.
Buraları bilen en ünlü kişi benim.
Ich bin berühmt dafür, ihn zu kennen.
Açıkçası İngilizcesi harika, buraları çok iyi biliyor ve çok eğlenceli biri.
Und mal ehrlich: Sein Englisch und seine Ortskenntnisse sind toll und er ist amüsant.
Ben buraları istiyorum.
Ich will die Orte.
Tek yapmaları gereken buraları ziyaret etmek ya da kitap okumak!
Alles, was sie tun müßten, wäre ein Besuch, oder ein Buch zu lesen!
Durma doktor. İşim bitince temizlerim buraları.
Nur zu, Doc. Ich mache sauber, wenn ich fertig bin.
Bunun için teşekkür ederim. Buraları görmen gerek diyordum.
Was ich sagen wollte: Diese Orte, die müsst Ihr sehen. Sehr freundlich.
Buraları havaya uçuracağım, sonra rahatça Cornflakesimi yiyeceğim.
Ich jag den Laden in die Luft und ess in Ruhe meine Cornflakes.
O zamanlar buraları daha sakindi.
Damals war es hier viel ruhiger.
Her zaman buraları kalabalık mı olur?
Sind hier immer so viele Leute?
Buraları Mahdinin bölgesi mi?
Ist das hier Mahdi-Gebiet?
Buraları toparlayıp çıkalım bir an önce.
Lasst uns einfach aufräumen und von hier verschwinden.
Buraları iyi biliyor musun?
Kennen Sie sich aus hier?
Buraları karıştırabileceğin iznini kim verdi?
Wer hat euch erlaubt, die Läden zu plündern?
Buraları bir ayda temizleyebiliriz.
Und in einem Monat sind wir fertig.
Neresi… Buraları iyi bilir misin?
Kennen Sie sich aus hier?
Geçmişteyse, buraları'' Vahşi, vahşi Batı.
In der Vergangenheit, ist es der Wilde Westen.
Sonuçlar: 171, Zaman: 0.072

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca