Cesaretin yok Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bağlılığın ve hiç cesaretin yok.
Cevap vermeye cesaretin yok.
Beni öldürmeye yetecek kadar cesaretin yok ve kendini öldürmeye de cesaretin yok.
Ve senin cesaretin yok.
Kupalarımı aldın ama kendin yapacak kadar bile cesaretin yok.
Ya öyle ya da cesaretin yok.
geldiğine karar verdin fakat ona söyleyecek cesaretin yok, bu yüzden sen de gerçekten ayrılmak yerine, duygusal olarak ayrılıyorsun.
Ayakkabının içine taban koyuyorsun diş teli takmak istiyorsun ama buna cesaretin yok ve kedin var ve kedini aşırı derecede seviyorsun.
Eşinin ve oğlun Juanitonun gözlerine bakacak cesaretin yok. Çünkü sende evine dönecek.
Leydi ile evlenecek cesaretiniz yok galiba?
Bende seni öldürecek cesaret yok. Haklısın.
Bu sorunu çözmek için yeterince cesaretin yokmuş.
Vuceliche karşı çıkmaya cesaretin yoktu sen de Douga patladın.
Onu yapacak cesareti yok.
Sende beni öldürecek cesaret yok.
Kesinlikle birini öldürecek cesareti yok onun.
Bende seni öldürecek cesaret yok.
Bunu kendi başına yapacak cesareti yok.
Haklısın. Bende seni öldürecek cesaret yok.
Bence yanımızda olacak cesaret yok sende.