DAVANIN - Almanca'ya çeviri

Fall
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Prozess
süreç
işlem
duruşma
proses
davayı
dava
mahkeme
Klage
dava
davayı
şikayet
suçlamalar
Sache
bir şey
konu
birşey
var
işi
olayı
şeyi
meselesi
davası
ilgilendirir
Verfahrens
prosedür
yöntem
işlem
süreç
yordam
duruşma
dava
uygulamalar
davayı
Falles
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Falls
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Prozesses
süreç
işlem
duruşma
proses
davayı
dava
mahkeme
Fälle
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
der Rechtssache
davayı

Davanın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Davanın gizliliği ihlal edildi.
Der Prozess wurde kompromittiert.
Davanın tek şansı bu.
Die Sache hat nur diese Chance.
Her iki firma da davanın 10 yıl sonra yapıldığı konusunda şaşırdılar.
Beide Unternehmen sind auch überrascht, dass die Klage 10 Jahre später durchgeführt wurde.
Bugün sunulan bütün kanıtlar bu davanın sonucunu kritik derecede etkiliyor.
All diese Beweise hätten den Ausgang des Verfahrens stark beeinflusst.
Emirleri uyguladın ve davanın kapanmasında önemli bir rol oynadın.
Du hast Befehle befolgt und eine wichtige Rolle beim Abschluss des Falles gespielt.
Davanın kapandığına çok da emin değilim.
Ich bin nicht so sicher, dass der Fall abgeschlossen ist.
Herkes bu davanın hikayesini öğrenmek istiyor.
Jeder will die Geschichte dieses Falls erfahren.
Herkes Davanın bir parçası olabilir.
Jeder kann Teil der Sache sein.
Bizim davanın başladığını anladım.
Wissen wir, dass unser Prozess angefangen hat.
Davanın taraflarından biri bile değil o.
Sie ist nicht einmal ein Teil der Klage.
Bu bilgiyi, bu davanın her adımında gizlediler.
In jeder Phase des Verfahrens wurde diese Information verschwiegen.
Bu davanın en başında sizlere yalnızca ölüm nedenini
Zu Beginn des Prozesses sagte ich… SONDER-ANKLÄGER…
Davanın koşullarını herkesten iyi biliyorum.
Ich kenne die Umstände des Falles besser als andere.
Burada davanın çözüldüğü yazıyor.
Hier steht, der Fall ist aufgeklärt.
Bölge savcısı bu davanın her yönünü denetliyor.
Er prüft jeden Aspekt dieses Falls.
Bu davanın şirketin değerini ne kadar düşüreceğini öğrenin?
Inwieweit mindert diese Sache den Wert der Firma?
Davanın sonucunda Avrupa Birliği kazandı.
Die Gruppe gewann schließlich den Prozess.
Ama biz davanın kesin olarak düşmesini istiyoruz.
Aber wir fordern, dass die Klage rechtskräftig abgewiesen wird.
aksi takdirde bu davanın bağımsızlığı ilkesinin ihlali olarak değerlendirilecektir.
andernfalls wird dies als Verletzung des Unabhängigkeitsprinzips des Verfahrens behandelt.
Bu iki davanın bağlantılı olduğunu seziyorum.
Ich habe so eine Ahnung, dass beide Fälle zusammenhängen.
Sonuçlar: 480, Zaman: 0.0657

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca