Fazla zaman Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bu da bize fazla zaman vermiyor.
Somit haben wir nicht viel Zeit.Lex ve ben birlikte oldukça fazla zaman geçiriyoruz.
Lex und ich haben sehr viel Zeit zusammen verbracht.Size iki kat daha fazla zaman vereceğim.
Und ich werde euch doppelt so viel Zeit geben.Ben hallederim. Sana fazla zaman veremem.
Viel Zeit haben wir nicht. Ich kümmere mich darum.Hadi gidelim, fazla zaman yok.
Kommt ihr? Wir haben nicht viel Zeit.Uzaylılar size bu mesajı vermem için fazla zaman tanımadılar.
Die Aliens geben mir nicht viel Zeit für diese Nachricht.Evet, para kazanmam için fazla zaman bırakmadı.
Ja, war nicht viel Zeit zum Geldverdienen.Nasıl birisi? Birlikte fazla zaman geçirmiyoruz?
Wir verbringen nicht viel Zeit miteinander. Wie ist sie?Bak, ben, ben, Jenin katilini bulmak için çok… fazla zaman harcadığını biliyorum.
Du hast viel Zeit investiert, um Jens Mörder zu finden.Fazla zaman yok, ha?
Nicht viel Zeit, oder?Planlamak için fazla zaman yok.
Nicht viel Zeit zum Planen.Bay Gold fazla zaman tanımaz. Ya da ikinci bir şans.
Mr. Gold gewährt nicht mehr Zeit oder zweite Chancen.arasında fazla zaman olmaz.
Bestrahlung oder Operation) nicht viel Zeit.Onlara daha fazla zaman vermelisin.
Sie müssen ihnen noch mehr Zeit geben.Dürüst olun, fakat bu kısımda fazla zaman harcamayın.
Seien sie ehrlich, aber nicht viel zeit in diesem bereich verbringen.Onunla fazla zaman geçirme.
Verbring nicht zuviel Zeit mit ihm.Korkuyor Ben fazla zaman yok.
Du hast nicht mehr viel Zeit.Onunla senden fazla zaman harcadïm.
Ich verbringe mehr Zeit mit ihr als Sie.Asıl seninle fazla zaman harcadım Daniel.
Ich verbring zu viel Zeit mir dir, Daniel.Birileri parlak kayalarla fazla zaman geçirmiş.
Der hat zu viel Zeit mit strahlenden Steinen verbracht.
