IMKÂNI YOK - Almanca'ya çeviri

auf keinen Fall
unmöglich
mümkün değil
imkansız
olanaksız
keine Möglichkeit
mümkün değil
bir yolu yok
imkanı yok
şansım yok
bir yol yoktur
olanakları yoktur
seçeneği
hiç bir yolu yoktu
bir fırsat
nicht möglich
mümkün değildir
imkanı yok
olası değildir
können nicht
olamaz
edemez
yapamaz
edilemez
alınamaz
bu
mümkün değildir
veremez
olabilir
şekilde
absolut nicht
kesinlikle olmaz
katiyen olmaz
kesinlikle istemiyorum
kesinlikle yapmazlar
gerçekten değilim
imkânı yok
kesinlikle vermedim

Imkânı yok Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Rusların olmasının imkânı yok.
Auf keinen Fall die Russen.
Tüm bu arabalara 10 dakika içinde güvenlik kontrolü yapmamızın imkânı yok.
Aber wir können unmöglich alle Fahrzeuge in zehn Minuten überprüfen.
İdam cezası almamın imkânı yok.
Auf keinen Fall bekomme ich noch die Todesstrafe.
Şu an imkânı yok.
Das ist momentan unmöglich.
Sadece bir çevirmen olmanın imkânı yok.
Du warst auf keinen Fall nur ein Dolmetscher.
Kardeşimin ölmüş olmasının imkânı yok.
Es ist absolut unmöglich, dass mein Bruder tot ist.
Hayır, imkânı yok.
Nein, auf keinen Fall.
Kendi uydurduğun bir kızla yatmanın imkânı yok.
Mit einer Frau schlafen, die du dir ausgedacht hast. Du kannst nicht.
Cinayet saatinde o evde olmasının imkânı yok.
Er kann nicht zum Zeitpunkt des Mordes im Haus gewesen sein.
Benimkilere söylerim… imkânı yok polisler senin peşine düşmezler.
Wenn ich meine Leute frage… werden die Bullen niemals auf dich kommen.
Shannon imkânı yok.
Shannon, es gibt kein.
Bunun imkânı yok.
Das ist unmöglich.
Bay Giuliani, o kokuşmuş güvenlikçinin bu işi kendi başına başarmasının imkânı yok.
Mr Giuliani, dieser Wachmann hätte diesen Coup niemals allein hingekriegt.
Burada beş kişi var ve adadan ayrılmanın imkânı yok, benim burada olmam gerek.
Ich habe jetzt fünf gestrandete Personen, ohne Möglichkeit wegzukommen, daher werde ich hier gebraucht.
Belki babasının tarafından olabilir ama bunu bilmemizin imkânı yok.
Vielleicht von der Seite seines Dads, aber das werden wir nie erfahren.
Mistyden daha komik olmasının imkânı yok.
Niemals lustiger als Misty.
Oğlumun bebeği olmasının imkânı yok.
Das ist niemals das Baby meines Sohns.
Hayır, imkânı yok.
Size at vermesinin imkânı yok.
Er würde euch niemals ein Pferd leihen.
Hayır, imkânı yok.
Sonuçlar: 84, Zaman: 0.7793

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca