KALMAZ - Almanca'ya çeviri

mehr
daha fazla
artık
daha
daha çok
hakkında
kalmadı
devamı
bleibt
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
noch
daha
henüz
başka
var
bile
yine
tekrar
hiç
şimdilik
şey
übrig
kalıyor
kalır
var
fazladan
kaldı
geriye
kalan
geriye kalan
kalanlar
şey
später
geç
saat
geçti
gecikti
bleiben
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
hebt
kaldırmak
kaldırın
yükseltmek
al
liegen
var
yatıyor
ise
bulunuyor
üzerinde
yatarken
yatmak
yatan
uzanmak
içinde
alleine
yalnız
yalnız kalmak
yanlız
yapayalnız
tek başına
baş başa
bir başına
kendi kendine

Kalmaz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Böyle bir… durumda işlerini yapacak vakitleri kalmaz.
Sie werden keine Zeit mehr für ihren Job haben.
ancak ay sonunda hiçbir şey kalmaz.
dennoch bleibt letztlich am Monatsende nichts übrig.
Bu açıklığa kavuştuğunda, cevaplar da bellidir ve öğüde ihtiyacım kalmaz.”.
Und wenn dies deutlich wird, liegen die Antworten auf der Hand und ich brauche keinen Rat.
Böylece 2 yılda bir yeni sistem almanıza gerek kalmaz.
So braucht man nicht zwei Jahre später ein neues zu kaufen.
Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allaha gizli kalmaz.
Vor Allah ist wahrlich nichts verborgen, weder in der Erde noch im Himmel.
Çünkü hiçbir şey ilelebet saklı kalmaz.
Denn nichts bleibt ewig verborgen.
Asteroit orayı geçtikten sonra başka seçeneğimiz kalmaz.
Passiert der Asteroid die Rubikon-Linie, haben wir keine Wahl mehr.
Var olmam için hiçbir neden kalmaz.
Es gäbe für mich keinen Grund, weiterzuexistieren.
Bir toprak kalmaz.
Keine Flächen übrig.
Windows kullanmayın sorun kalmaz.;
Bist nicht alleine mit Windows Problemen;-.
Açıkçası çok uzun süre kalmaz, stabil kan seviyelerinin korunması zorlaşır.
Natürlich ist es nicht dableiben sehr lang, so dass stabile Blutspiegel schwer aufrecht zu erhalten.
Sana bir şey söylemeye sebebi kalmaz o zaman?
Warum sollte sie dann noch etwas sagen?
Günaydın Kartopu! Hiçbir şey uzun süre aynı kalmaz.
Guten Morgen, Snowball. Nichts bleibt lange unverändert.
Kendimde olmazsam elinde koz kalmaz.
Wenn ich bewusstlos bin, hat sie kein Druckmittel mehr.
Varolmam için neden kalmaz.
Es gäbe für mich keinen Grund, weiterzuexistieren.
Sonunda, göletden hiçbir şey kalmaz.
Am Ende bleibt vom Sucher nichts übrig.
Açıkçası çok uzun süre kalmaz, stabil kan seviyelerinin korunması zorlaşır.
Natürlich ist es nicht dableiben sehr lange, so dass stabile Blutspiegel schwer zu pflegen.
Karar vermek için yeterli aralık olduğunu sanırsın ama sonra kalmaz.
Sie denken, es gibt noch genug Platz die Entscheidung zu treffen, und dann gibt es nicht.
Ama geri dönüp bakınca hiçbir şey aynı kalmaz.
Aber im Rückblick bleibt nichts, wie es war.
Burada yardım edecek kimse kalmaz.
Kann hier keiner mehr helfen.
Sonuçlar: 698, Zaman: 0.064

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca