Orada oturmuş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Orada oturmuş onunla flört ediyordun.
Orada oturmuş televizyon izliyorduk. Bu sırada o ikisi odadaydı.
Muhtemelen orada oturmuş ekmeğini kopartıyordur.
Niye orada oturmuş onu dinliyordun?
Orada oturmuş, onu seyrediyor, onu ne kadar sevdiğimi…
An2} Ben burada patlarken, onlar orada oturmuş gülüşüyorlar.
Ölüm cezası üzerinde ellerini ovuşturuyorsun. Orada oturmuş asılmış adamların dosyalarını inceleyerek.
O mahallede doğmuş ve hep orada oturmuş.
Aman be. Orada oturmuş… etrafında dört duvar, başının üzerinden bir çatı… damarlarında ilaç… birde kalkmış ondan ne istediğimi soruyor.
hazırladığı yemeğin İşten gelmişsiniz, bu arada benim de tanışmış olduğum orada oturmuş.
Sebzelerini doğruyor. aşırı derecede zarif karınız akşam için hazırladığı yemeğin İşten gelmişsiniz, bu arada benim de tanışmış olduğum orada oturmuş.
Bense orada oturmuş, durmadan hızlı hızlı konuşuyordum.
klinisyenler vardı ve ben orada oturmuş onları dinliyordum ve konuşulanların çoğunu aklım almıyordu.
Orada oturmuş eski dergileri okuyor… elimde kupam… Üstüne ismimi yanlış yazardım.
Ve ben orada oturmuş, onun kargalardan şikayet edişini,
Orada oturmuş bir kızın paylaştıklarını dinliyordum,
UPI adına 144. Topçu Birliğinin arasındaydım ve orada oturmuş güzel mi güzel bir Vietnamlı kadının herkesin önünde yaptığı tuhaf dansı izlerken sıcak Kolamı içiyordum.
Orada oturmuş, adamın bunun nasıl doğru olduğunu,
Orada oturmuş 100 farklı çeşit kulaklığı, farklı tasarımları incelerken anladım ki.
Orada oturmuş Kevin Murphynin konuşmasını izlerken Gizli Tanıklar-Maskell davasındaki anılarım geri geldi. 1994te beni sorguya çekmesi.