PARILDAYAN - Almanca'ya çeviri

leuchtende
parlak
parlıyor
aydınlık
ışık
schimmernde
parlar
parıldayan
parıltılı
parlak
glänzende
parlak
ışıltılı
funkelnde
ışıltılı
parıltı
parlak
glitzernden
parlak
parıltılı
parıldayan
strahlende
parlak
ışıltılı
ışıl ışıl
pırıl pırıl
leuchtenden
parlak
parlıyor
aydınlık
ışık
schimmernden
parlar
parıldayan
parıltılı
parlak
glänzenden
parlak
ışıltılı
glitzernde
parlak
parıltılı
parıldayan

Parıldayan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gümüş gibi parıldayan St. -Moritzin parkurları kayak yürüyüşçülerini sıradışı güzellikleteki bir doğayı keşfetmeye çağırmaktadır.
Die silbern schimmernden Loipen von St. -Moritz laden die Langläufer zur Entdeckung der außergewöhnlich schönen Landschaft ein.
Bu parıldayan saree size büyük moda hedefleri verir
Dieser schimmernde Saree bietet Ihnen große Modeziele
aksine bileğimde parıldayan şeyleri seviyorum.
denn ich liebe funkelnde Dinge auf meinem Handgelenk.
Hafifçe parıldayan ışıkta.
Im sanft glänzenden Licht.
uçan ayaklar, parıldayan gözler.
die fliegenden Füße, die leuchtenden Augen.
Oyunun arka planı, parıldayan yıldızlar ve gaz bulutlarıyla kaplı görünüşte bitmeyen bir gökyüzünü gösteriyor.
Der Hintergrund des Spiels zeigt einen scheinbar endlosen Himmel mit schimmernden Sternen und Gaswolken.
Akan, parıldayan su,… evimin hemen altındaydı.
Das direkt unter meinem Haus floss. Dieses lebendige, glitzernde Gewässer.
Mutsuzca mutfağa gitti ve parıldayan büyük buzdolabını açtı.
Elend ging er in die Küche und öffnete den großen, glänzenden Kühlschrank.
neredeyse parıldayan beyaz bir renk.
fast schimmernden weißen Farbe.
Ayrıca, kar yağışı ve parıldayan yıldızlar gibi çeşitli görüntü efektleri bulunuyor.
Zudem seien Videoeffekte wie Schneeflocken und glitzernde Sterne eingebaut.
Kendi borsası( Deutsche Börse) ve parıldayan gökdelenleri ile ülkenin finans merkezidir.
Es ist das Finanzzentrum des Landes mit einer eigenen Börse(Deutsche Börse) und glänzenden Wolkenkratzern.
Anne ve parıldayan ışıklar.
Anne und glitzernde Lichter.
Parıldayan su.
Schimmerndes Wasser.
Uzayın karanlığına karşı parıldayan yaşam.
Strahlendes Leben gegen die Schwärze des Alls.
ABD her zaman kapitalist refahın parıldayan örneği olarak övülmüştür.
Die USA wurden immer als leuchtendes Beispiel kapitalistischer Prosperität gefeiert.
Tabii ki parıldayan bir T!
Natürlich funkelnden beginnt mit einem T!",
Parıldayan bir şövalye olarak oraya gitmiştim.
Ich war ja als leuchtender Ritter dorthin aufgebrochen.
Parıldayan Işık pelerininizi kabul edin, çünkü bunu kazandınız.
Akzeptiert Euren Mantel strahlenden Lichts, denn Ihr habt ihn Euch verdient.
Ona'' Parıldayan Elmas'' diyorlardı.
Man nannte sie den funkelnden Diamanten.
bronzlaşmış ve… terle parıldayan vücutlar?
die traumhaften Körper, sonnengebräunt und glitzernd vor Schweiß. Ja?
Sonuçlar: 101, Zaman: 0.0496

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca