Serbest Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Onu gibi bir katil serbest kalacak.- Evet.
Onu serbest bırakamam.
O sonra serbest“ O seni istiyor” albümün üçüncü teklisi.
Aile serbest bırakıldı.
Çözüm 1- Serbest, ama eğitim gerektirir.
Lösung 1- Free, erfordert aber training.FWJ- Serbest Yazma İşleri.
Seni serbest bırakabilecek tek kişi Doktor Metzger.
Yani onu serbest bırakmayı planladınız.
Bizi serbest bırak, Heather!
Lass uns frei, Heather!Seni serbest bırakamam.
Sie freilassen, das geht nicht.Serbest Bölgesi.
Der Free Territory.Driving 2 serbest bırakıldı!
Driving 2 wurde freigegeben!Halen serbest tasarımcı olarak çalışmanın yanı.
Neben ihren Arbeiten als freiberufliche Designerin.Onlar enerjiyi serbest hangi hızına bağlı olarak, karbonhidratlar iki kategoriye ayrılır.
Abhängig von der Geschwindigkeit, mit der sie Energie freisetzen, sind Kohlenhydrate in zwei Kategorien unterteilt.Pilot serbest bırakıldı.
Der Pilot wird befreit.Sana onu serbest bırak dedim.- Maya.
Maya…- Ich sagte, du sollst ihn laufen lassen.Serbest bırakıldıktan sonra onu buraya getirmiştiniz.
Er wohnte bei Ihnen, nachdem wir ihn entlassen hatten.Geri kalan tutsakları serbest bırakabilirsin, Francis.
Aber du kannst die restlichen Gefangenen freilassen, Francis.Serbest uçuş.
Free Flight.Serbest radikal yaşlanma teorisi.
Die Freie Radikal-Theorie 
