ZAMANLA - Almanca'ya çeviri

mit der Zeit
irgendwann
bir gün
sonunda
bir ara
birgün
bir süre sonra
sonra
nihayetinde
er geç
bir zaman
gün gelecek
rechtzeitig
zamanında
vaktinde
zaman
zamanla
tam
zeitlich
zaman
süre
süreli
zamanla
mal
kez
bile
sefer
defa
bir
eskiden
biraz
zaman
hiç
çarpı
zeitweise
geçici olarak
zaman zaman
bazen
bir süre
zamanla
arada
beizeiten
zamanla
zamanında
i1}wirst du
damals
o zaman
o gün
eskiden
zamanında
hani
o sırada
zamanlar
o dönemde
o dönemlerde
o an
zeitliche
zaman
süre
süreli
zamanla

Zamanla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
( Zamanla Sınırlı).
(zeitlich begrenzt).
Zamanla soğuk algınlığı ve grip tedavisini unutmayınız, akciğerlerde komplikasyonlara yol açabilirler.
Vergessen Sie nicht, Erkältungen und Grippe rechtzeitig zu behandeln, sie können zu Komplikationen in der Lunge führen.
Zamanla çikolata kokusu gelmeye başlıyor.
Irgendwann fängt es an, nach Schokolade zu riechen.
Zamanla cevaplanacak bir soru ama önce kararını vermek zorundasın.
Eine Frage, die beizeiten beantwortet wird. Aber Sie müssen erst eine Entscheidung fällen.
Zamanla ilgimi kaybettim.
Ich verlor zeitweise das Interesse.
Zamanla bu ikinizi birbirinize bağlayabilir.
Vielleicht wird Sie das mal verbinden.
Zamanla bir şey değişmiyor. Kız kardeşimin römorkuna kaçak elektrik çekmeyi denemiştim.
Genauso wie ich damals vom Wohnwagen meiner Schwester Strom geklaut habe.
Zamanla… onlara mucizeler başarmaları için yardım edeceksin.
I1}wirst du ihnen helfen, Wunder zu vollbringen.
Her şeyin zamanla değişmesi ne kadar da şaşırtıcı.
Erstaunlich, wie sich die Dinge mit der Zeit verändern.
Zamanla güvenilir.
Zeitlich zuverlässig.
Zamanla, alınan önlemler erkek sağlığının korunmasına yardımcı olur.
Die rechtzeitig getroffenen Maßnahmen tragen zur Gesundheit der Männer bei.
Fakat zamanla gazetecilerle konuşmaya başladı.
Irgendwann hat sie doch angefangen mit Journalisten zu reden.
Akıllı bir kadın zamanla erkeğine nedensiz bir şekilde hayranlık duymayı öğrenir.
Eine kluge Frau lernt beizeiten ihren Mann ohne Grund zu bewundern.
Bu ad zamanla tüm ada için kullanılır olmuştur.
Der Name wurde zeitweise für die ganze Insel gebraucht.
Polly Teyze söylemişti, herşey zamanla geri döner.
Tante Polly hat mir mal gesagt, alles kommt zu dir zurück.
Zamanla… onların harikalar yaratmasına yardımcı olacaksın.
I1}wirst du ihnen helfen, Wunder zu vollbringen.
Zamanla sıkıcı olmuyor mu bu? Kanıtla?
Beweise es. Wird das mit der Zeit nicht langweilig?
Zamanla paylaşırız.
Zeitlich teilen.
Her şeyi zamanla öğreneceksin Chöle''.
Du wirst noch alles rechtzeitig erfahren, Bryce.“.
Zamanla kullanmasını da öğreneceksin,
Irgendwann lernst auch du sie zu nutzen,
Sonuçlar: 1854, Zaman: 0.0484

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca