BAK - Ingilizce'ya çeviri

look
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
see
görmek
görüyor
bak
görüyor musun
bakın
bakalım
görürsün
görün
görelim
anladın mı
listen
dinlemek
bak
bakın
dinler
check
kontrol
hesap
şah
bak
çeki
bakın
çek
bakayım
araştırın
araştır
hey
merhaba
selam
baksana
watch
dikkat
izleyin
nöbet
göz kulak
izle
saati
dikkat et
seyret
bak
izlerim
looks
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
looking
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin

Bak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bak biraz uzundur ama okuduğuna değecektir.
This is kind of long, but it's worth the journey.
Bak, Elizabeth, bu konuda mantıklı olmaya çalışalım.
Now, Elizabeth, let's try and be reasonable about this.
Bak top varmış.'' Kasırgalar'' ın maçını izledin mi?
Oh, there is a ball Have you watched Hurricanes?
Şimdi delikten bak ve ne gördüğünü söyle.
Now look out the hole and tell me what you see.
Bak sana çorap aldım. Çok düz, İskoç ipliğinden. Tam sevdiğin gibi.
Here, I got you the plain cotton socks that you like so much.
Ama bak ne kolay oldu,
But this is so easy,
Bak, görüşeceğim avukat mükemmeldir.
Look, this attorney I'm seeing, she's excellent.
Tesadüfe bak. Gece vardiyası kucağının ortasına düştü.
How fortuitous that this night shift should just fall into your lap.
Bak James, böyle konuşma, tamam mı?
Now, James, don't talk like that, all right?
Söyleyene bak, kız arkadaşını aldatan çocuk.
This coming from you, the guy who cheated on his girlfriend.
Bak böyle bir inanç, seni hapse tıkar.
Now, that kind of belief will get you locked up.
Bak, daha başından yanlış yapmışsın, çünkü 10a bölünce.
Oh, you have got that wrong for a start- you divide by ten there.
Bak, T., Owen mükemmel biri.
Look it, T., Owen is great,
Bak Bart, seni incitmeyeceğime dair söz vermiştim.
Now, Bart, I promised I wouldn't hurt you.
Söyleyene bak! Eğlence için İnsan Hakları Beyannamesini okuyor.
This from coming from a woman reading the Bill of Rights for entertainment- Get out of here.
Bak endişelenmeni gerektirecek bir şey yok tamam mı?
This is one thing you don't have to worry about?
Bak, o uyarılanların sonu nice oldu.
Observe, then, what was the end of those that had been warned.
Bak, San Diegoda bir yerleri var.
Oh, okay. So there's this place in san diego.
Bak, Avustralyaya gitmem benim için bir fırsat.
Look, this is an opportunity for me to go to Australia.
Bak hayatım… yalnızca geçmişte olanlar yüzünden kendini kötü.
Now, sweetie… you're just feeling bad because of what happened.
Sonuçlar: 205501, Zaman: 0.0394

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce