BEN DIYORUM - Ingilizce'ya çeviri

i say
ben de
diyorum
söylüyorum
dersem
söylersem
i mean
yani
demek istediğim
kastediyorum
ciddiyim
i call it
buna
diyorum ben
bunun adı
ben buraya nirvana diyorum
ben ona noel babanın büyük yardımcısı diyorum
ben ona ejderhanın nefesi diyorum
i said
ben de
diyorum
söylüyorum
dersem
söylersem
my point
benim açımdan
demek istediğimi
benim sayı
benim noktam
benim amacım
beni haklı
benim dediğim
sadede geleyim
benim fikrim

Ben diyorum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ben diyorum ki Griffin evine 10 tane pizza söyleyelim.
I say we have 10 pizzas sent to brother Griff's apartment.
Ben diyorum tarla sıçanı!
Says me, Buckwheat!
Ben diyorum ki, bu adamın ilk barbeküsü değilmiş.
I am saying that this is not this guy's first barbecue.
Ölüyorum ben diyorum, ne zaman öleceksin diye soruyorlar.
I say I'm dying. And they ask when I'm going to die.
Ben diyorum ki, bizler kötü eleştirilerin kurbanıyız.
I say we're victims of bad press It's all exaggerated.
Ben diyorum, kahpe.
Says me, bitch.
Ben diyorum ki, olabileceğini biliyorum.
I say, I say that I know you can.
Ben diyorum ki, bir kere daha dene.
I say, I say give it another try.
Ben diyorum ki, ne istersem olurum.
I say, I say that I can have it all.
Ben diyorum ki buradan çekip gidelim.
I say we get the hell out of here.
Ben diyorum ki gelmesi sadece bahaneydi.
I am saying that Hist? ria was an excuse.
Ben diyorum elbette.
Says me, of course.
Ben diyorum ki artık değişim zamanı!
I say it's time for a change!
Ben diyorum ki seninkini ödemem.
Me said, I'm not paying yous.
Ben diyorum şimdi.
Ama ben diyorum.
It's what I'm saying.
Ben diyorum ki ayağa kalkıp yürü hiçbir kemiğin kırık değil!
I tell you, get up and walk, none of his bones is broken!
Ben diyorum ki, Shawnun içgüdülerine güvenelim.
I say we trust Shawn's instincts on this one.
Ben diyorum ki zaman,'' mutuklama'' ve'' margılama'' zamanıdır.
I say it's time to go to the schmudge and get a schmarrant.
Ben diyorum ama!
That's what I'm saying!
Sonuçlar: 433, Zaman: 0.0404

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce