CIDDIYIM - Ingilizce'ya çeviri

seriously
cidden
gerçekten
ciddi
sahiden
am serious
ciddi
ciddi olamazsın recticulada ne tür karaciğer ve soğanın tercih edildiğini
olsaydı ciddi olamazsın
olsam elinizden alacaktır ciddi
i mean
yani
demek istediğim
kastediyorum
ciddiyim
really
gerçekten
cidden
aslında
sahi mi
sahiden
pek
oldukça
asıl
hakikaten
bayağı
is serious
ciddi
ciddi olamazsın recticulada ne tür karaciğer ve soğanın tercih edildiğini
olsaydı ciddi olamazsın
olsam elinizden alacaktır ciddi
be serious
ciddi
ciddi olamazsın recticulada ne tür karaciğer ve soğanın tercih edildiğini
olsaydı ciddi olamazsın
olsam elinizden alacaktır ciddi
i meant
yani
demek istediğim
kastediyorum
ciddiyim
are serious
ciddi
ciddi olamazsın recticulada ne tür karaciğer ve soğanın tercih edildiğini
olsaydı ciddi olamazsın
olsam elinizden alacaktır ciddi

Ciddiyim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ciddiyim, Christian. Bu bebeği içimden çıkartmam gerek.
I gotta get this baby out of me. i am serious, christian.
Söylediklerimde ciddiyim evlat, istediğin zaman misafirimiz olabilirsin.
I meant what I said, son. You're welcome out to the place anytime.
Ciddiyim demekle neyi kastediyorsun?
What do you mean, of course you're serious?
Ben ciddiyim.- Elmalı.
And this is serious.- Apple.
Ben ciddiyim Fegelein.
Be serious, Fegelein.
Hayır, çok ciddiyim, Ademi oynamak istemiyorum.
No, no, seriously. I don't want to play Adam.
Ciddiyim, yaygara yapma lütfen Alma. Uzan lütfen.
Really don't fuss, ALma, please. Please lie down.
Ciddiyim. O kadın hayatımdan bir çıksa.
I mean it. The day that woman's out of my life.
Dün gece belki bana inanmadın ama ben ciddiyim.
Maybe you didn't believe me last night but I am serious.
Ciddiyim, Richard. -Evet.
This is serious, Richard. Yeah.
Ciddiyim ben. Ciddisin sen.
You're serious? I'm serious.
Ciddiyim. Beni nasıl buldun?
How did you find me? Be serious.
Sara için söylediklerimde ciddiyim.
I meant what I said about Sara.
Hayır ciddiyim, tuzlu bir şey, mesela pastırmalı kiş.
No, seriously, something salty, like quiche with bacon.
Uzan lütfen. Ciddiyim, yaygara yapma lütfen Alma.
Really don't fuss, ALma, please. Please lie down.
Ciddiyim! O kurabiyeyi ağzına sokma sakın!
I mean it. Don't you put that cookie in your mouth!
Castle, lütfen biraz… Beckett, ben ciddiyim.
Castle, would you please just… Beckett, I am serious.
Ciddiyim, Richard. -Evet.
Yeah. This is serious, Richard.
Ciddiyim.- Ciddi misin?
You're serious? I'm serious?
Ciddiyim.- Ciddi olamazsınız.
Be serious. I am serious..
Sonuçlar: 8609, Zaman: 0.0275

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce