GITMENIN - Ingilizce'ya çeviri

going
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
to get
almaya
var
bulmaya
gitmek
getirmeye
alacağım
ulaşmaya
elde etmek
girmek
yakalamaya
to leave
gitmek
ayrılmak
bırakmak
terk
çıkmak
terketmek
ayrılıp
go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
went
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
gone
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
walking
yürüyerek
yürüyüş
yürüyün
yürürken
yürüyüp
bir yürüyüş
serbest
yürü
git
yürür müsün
attending
katılmak
gitmek
ilgilen
ilgilenin
var

Gitmenin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Üç gün mü? Daha erken gitmenin yolu yok mu?
Is there a way to leave sooner? Three days?
O da sarhoş olup benim yerime gitmenin komik olacağını düşündü.
He thought it would be a hoot to get wasted and go in my place.
Üç gün mü? Daha erken gitmenin yolu yok mu?
Three days? Is there a way to leave sooner?
Çaylak bir diablero bile oraya gitmenin dört yıl sürdüğünü biliyor.
Well… even a rookie diablero knows it takes four years to get there.
Belki de artık her şeye boş verip Kislovodska gitmenin zamanı geldi.
Maybe it's time to send it all to the devil and go to Kislovodsk.
Eve gitmeli ve oraya gitmenin başka yolu yok.
He needs to get home and there's no other way to get there.
Hesabı ödeyip eve gitmenin zamanı geldi.
Time to pay up and go home.
Sıradaki, senin eve gitmenin gerektiği.
What's next is you should go home.
Evet. Hesabı ödeyip eve gitmenin zamanı geldi.
All right, time to pay up and go home.
Gitmenin nedeni bu değildi!
That is not why you went!
İyiye gitmenin tek sebebi benim.
The only reason you got better was because of me.
Yeraltı Mezarlığına gitmenin bir yolu yok.
There's no way of going back to the Catacombs.
Bostona tek başına gitmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
I don't think it's a good idea for you to go Boston by yourself.
Sap gibi gitmenin mümkünü yoktu.
You going stag was not an option.
Gitmenin de sebebi bu değil miydi?
Isn't that also the reason why you left?
O binaya gitmenin nedenini niye bilmediğimi düşünüyorum.
I'm thinking I don't know why you went in that building either.
Amerikaya gitmenin hiç bir yolu yok.
No way you're going to America.
Gitmenin sebebi bu mu yani?
And that's your reason for leaving?
Şu anda başka bir Dünyaya gitmenin hiçbir yolu yok, Allen.
Right now, there is no way to another Earth, Allen.
Bond sokakları donanmaya gitmenin en hızlı yolu.
Bond Street's the fastest way to the Navy Yard.
Sonuçlar: 815, Zaman: 0.0546

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce