KASTETTIM - Ingilizce'ya çeviri

• i meant
• i mean

Kastettim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Beş, dört, üç, iki… Programı kastettim.
I meant the show. Five, four, three, two.

Angelinayı kastettim.
I meant Angelina.

Anlayışlı bir kızı olduğunu kastettim.
I meant to have so understanding a daughter.

Ne kadar zamandır filikada olduğumuzu kastettim.
I MEANT HOW LONG HAVE WE BEEN IN THE LIFEBOAT?

Seni de kastettim, şimdi!
That means you, now!

Hayır, Babanı kastettim Ted. Baba her zaman seninledir.
No, I mean your Father, Ted, the Father's always there.

Julissa Garzayı kastettim, beni belaya sokacak kadar biliyor.
I mean about Julissa Garza, she knows enough to implicate me.

Ama tüm geceyi kastettim. Evet, evet.
Yeah, yeah. But I'm talking about the whole night.

Dairemin bulunduğu binayı kastettim.- Hayır.
By that I mean my apartment building. No.

Benim gibileri kastettim. Hayır.
I mean like me. No.

Evet, seni kastettim. Silahı ver.
Yes, I meant it. Gimme that gun.

Seni kastettim! Onu kastetmedim!.
I didn't mean her! I meant you!

Evet, kesinlikle bunu kastettim. Kontrol mü?
Yes, yes, I see exactly what you mean. Control?

Evet, kesinlikle bunu kastettim. Kontrol mü?
Control? Yes, yes, I see exactly what you mean.

New Girlü kastettim sadece ne yapıyorsan onu yapmaya devam et.
I want to say, New Girl?… just keep doing what you're doing.

Ve babanı kastettim. Özellikle anneni.
That means especially your mother and father.

Kastettim. Biliyorum bunu kastet… Tamam.
I know you didn't mean tha… I do. Okay.

Bunu kastettim. Ben- Ben gerçekten- Sana hakaret etmek istemedim.
I- I truly- I didn't mean to insult you. I- I mean it.

Ben orgazmı kastettim. Hayır.
No, I meant about the orgasm.

Göründüğün yerleri kastettim ve kiminle göründüğünü.
And with whom. I meant about where you're seen.