Bulmak zorundayım Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Ama öncesinde iş bulmak zorundayım.
Πρώτα, όμως, έπρεπε να βρω δουλειά.
Kendimi bulmak zorundayım.
Πρέπει να βρω ποιά είμαι.
Bulmak zorundayım, Weston.
Πρέπει να τη βρω, Γουέστον.
Kızı bulmak zorundayım.
Diğerlerini de bulmak zorundayım. Çünkü o huzura yeniden kavuşmanın tek yolu bu.
Θα πρέπει να βρω τους άλλους γιατί μόνο έτσι θα βρω αυτή την γαλήνη ξανά.
Palyaçoyu bulmak zorundayım.
Annem oralarda bir yerde. Bulmak zorundayım.
Είναι εκεί έξω, πρέπει να την βρω.
Çünkü verecekseniz, başka arazi bulmak zorundayım.
Γιατί αν θα κάνετε, θα πρέπει να βρω άλλο ακίνητο.
Yeni bir şeyler bulmak zorundayım.
Πρέπει να ψάξω για κάτι καινούργιο.
Sanırım yakında bir sığınak bulmak zorundayım.
Υποθέτω ότι θα πρέπει να βρω ένα καταφύγιο σύντομα.
Zaten nefret hakkında konuşacak, daha deneyimli birini bulmak zorundayım.
Θα πρέπει να βρω κάποιον πιο έμπειρο, για να μιλήσω για το μίσος.
Naomi, Bryce olmasa bile başka bir ortak bulmak zorundayım.
Naomi, ακόμα και αν δεν είναι η Bryce, Θα πρέπει να βρω έναν συνεργάτη στη δουλειά.
Hayır, telleri bulmak zorundayım.
Όχι, πρέπει να τις βρω.
Bonnie, eğer onu durduramazsan başka bir yol bulmak zorundayım.
Μπόνυ αν δεν μπορείς να την σταματήσεις θα πρέπει να βρω άλλο τρόπο.
Bu herifi bugün bulmak zorundayım.
İyi bir kız gibisin ama gidip uçağımı bulmak zorundayım.
Είσαι πολύ ευγενική, αλλά θα πρέπει να βρω το αεροπλάνο.
Henry, bu kızı bulmak zorundayım ve bunu yapabilmem için de evine gitmen gerekiyor, tamam mı?
Χένρι, πρέπει να βρω αυτήν την γυναίκα, και για να το καταφέρω αυτό, πρέπει να πας σπίτι σου, εντάξει;?
Bir açık kapı bulmak zorundayım, bu sözleşmenin geçerliliğini sorgulayacak bir yol bulmalıyım.
Πρέπει να βρω ένα"παραθυράκι", κάποιο τρόπο να αμφισβητήσω την ισχύ του συμβολαίου.
Orada oturup'' iğrenç'' deyip durmak kolay ama oraya ulaşmadan önce bir isim bulmak zorundayım.
Καλά είναι να κάθεσαι… και να λες βλακείες, αλλά πρέπει να βρούμε ένα όν… ομα πριν φτά… σουμε εκεί.
Bak, ben bir polis değilim, ve burada kimin için çalıştığın… umurumda bile değil. Ama Jack Fulleri bulmak zorundayım.
Άκου, δεν είμαι μπάτσος και δε με νοιάζει τι είδους κομπίνα κάνεις εδώ… αλλά πρέπει να βρω τον Τζακ Φούλερ τώρα.
Sonuçlar: 100, Zaman: 0.0516

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan