A COMPONENT in Turkish translation

• bir parça
• bir bileşeni
• bir bileşen
• bir parçadır

Examples of using A component in English and their translations into Turkish

although Media Foundation, a component of Windows 7.
çözmek için QuickTime gerektirir, ancak Windows 7nin bir bileşenidir.

In October 2009, Adobe announced that an upcoming update to its Creative Suite would feature a component to let developers build native iPhone apps using the company's Flash development tools.
Ekim 2009da Adobe Creative Suitenin, geliştiricilerin şirketin Flash geliştirme araçlarını kullanarak yerel iPhone uygulamaları oluşturmasına izin verecek bir bileşene sahip olacağını duyurdu.

Fatigue strength is a measure of the strength of a material or a component under cyclic loading,
Yorulma mukavemeti: Cismin ya da bileşeninin periyodik yükleme altındaki mukavemetinin ölçüsüdür

Electromagnetic waves which have a component of their electric fields aligned parallel to the wires will induce the movement of electrons along the length of the wires.
Tellere paralel elektrik alanı bileşenine sahip olan elektromanyetik dalgalar, tel boyunca elektronların hareketini başlatır.

But if you look in Africa, there is a component of the genetic variation that has no close relatives outside.
Ancak, Afrikaya bakarsanız, kıta dışında yakın akrabası olmayan genetik çeşitin bir elemanı var.

Both images have an apparent magnitude of 17, with the A component having 16.7 and the B component having 16.5.
Görünürdeki kırmızı ışık kırılmaları; kuasar 17mag, A bileşeni 16,7mag ve B bileşeni 16,5mag büyüklüğündedir.

The LIGO concept built upon early work by many scientists to test a component of Albert Einstein's theory of relativity, the existence of gravitational waves.
LIGO NFSin en büyük ve en iddialı projesidir. LIGO kavramı başlangıçta birçok bilim insanı tarafından Albert Einsteinın relativite teorisinin bileşenlerini ve kütle çekim dalgalarını test etmek üzere kurulmuştur.

On one hand, γδ T cells may be considered a component of adaptive immunity in that they rearrange TCR genes to produce junctional diversity and develop a memory phenotype.
Bir yandan γ ve δ T hücreleri edinilmiş bağışıklık sisteminin, TCR genlerinin düzenlenmesiyle çeşitlilik kavşağının üretilmesi ve hatırlanabilir bir fenotipi geliştirme içeriği olarak anlaşılabilirler.

Clever. Iodine dixonium, a component my father used to encase relics. magnetically attracted to the same type of steel.
İyot oksit, babamın eski emanetler için kullandığı… manyetik bileşenle aynı. Zekice.

Clever. Iodine dixonium, a component magnetically attracted to the same type of steel my father used to encase relics.
İyot oksit, babamın eski emanetler için kullandığı… manyetik bileşenle aynı. Zekice.

SDP started off as a component of the Session Announcement Protocol(SAP),
SDP, Session Announcement Protocol( SAP) ın bir bileşeni gibi ortaya çıkmıştır,

I like it as a component of global change to talk about,
Çünkü bunu küresel değişimin bir parçası olarak görüyorum, ve sizde ateşli bir

A component of the World Bank-supported finance project improves access to longer-term Islamic finance for small-
Dünya Bankası tarafından desteklenen finansman projesinin bileşenlerinden birisi Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan küçük

not Stargate Command itself is a component of that organization or a separate entity.
ayrı bir varlığın parçası olup olmadığı açıklığa kavuşmamıştır.

This theory predicted that the polarization of coronal light would exhibit a component perpendicular to that arising from Thomson scattering of sunlight, which had been widely considered to be the source of coronal luminosity.
Bu teori koronal ışınların polarizasyonunun( kutuplaşmasının) güneş ışınlarının büyük ölçüde koronal aydınlatma gücünün kaynağı olarak kabul edilen Thomson saçılmasından kaynaklanan dik bileşenler sergilediğini tahmin etmekteydi.

Free Redistribution The license shall not restrict any party from selling or giving away the software as a component of an aggregate software distribution containing programs from several different sources.
bir esere ait lisans, herhangi bir şahsın çok sayıda farklı kaynaktan program içeren bir yazılım topluluğunun( dağıtım) parçası olarak yazılımı satmasını veya bağışlamasını kısıtlayamaz.

A system with high failure transparency will alert users that a component failure has occurred,
Yüksek başarısızlık saydamlığına( failure transparency) sahip bir sistem, tam verimle çalışmaya devam etse bile, kullanıcılarına bileşenlerden birinde arıza meydana geldiğini bildirir;

toughness of spider silks combined with the fact that silks do not elicit an immune response, have attracted a lot of interest in the use of spider silks in biomedical applications, for example, as a component of artificial tendons, for serving as guides to regrow nerves,
esneklik ve dayanıklılığının bu liflerin bağışıklık sistemini etkilemediği gerçeğiyle birleşimi örümcek lifinin biyomedikal uygulamalarda kullanılmasıyla ilgili dikkatleri üzerine çekti mesela yapay tendonlar için bir bileşen olarak, sinirlerin yeniden gelişimi için kılavuz olarak

is produced in this form, in direct competition with Microsoft. Not in a side issue-- in a central strategic decision to try to capture a component of the Net.
büyük e-ticaret siteleri dahil, yüzde 70-- Microsoft ile doğrudan rekabet ederek bu biçimde üretiliyorlar-- netin bir bileşenini ele geçirmeye çalışmak için merkezi stratejik bir kararda-- önemsiz bir konu değildir.

a representative disulfide Dibenzothiophene, a component of crude oil Perfluorooctanesulfonic acid,
ham petrol bileşeni Perfluorooctanesulfonic acid Lipoik asid,