A CONTEST in Turkish translation

• bir yarışma
• bir müsabaka
• bir yarışmayı
• bir yarış
• bir yarışmaya
• bir yarışa

Examples of using A contest in English and their translations into Turkish

It's a responsibility. But popularity is not a contest.
Bir yarış değil, bir sorumluluktır. Ama popülerlik.

No. What? We're listening to a contest.
Bir yarışmayı dinliyoruz. Hayır. Ne?

Is not a contest, it's a responsibility. But popularity.
Bir yarış değil, bir sorumluluktır. Ama popülerlik.

What? We're listening to a contest. No?
Bir yarışmayı dinliyoruz. Hayır. Ne?

But popularity is not a contest, it's a responsibility.
Bir yarış değil, bir sorumluluktır. Ama popülerlik.

Winning a contest means shit.
Bir yarışmayı kazanmak boktan bir şey.

Come on. We're trying to win a contest here.
Yapma, bir yarış kazanmaya çalışıyoruz şurada.

Hunting isn't a contest.
Avlanmak bir yarış değil.

Two weeks ago when I first heard my name announced, I thought I would won a contest.
İki hafta önce adım anons edildiğinde bir yarışmayı kazandığımı sanmıştım.

I won a contest.
Bir yarış kazanmıştım.

No, I just won a contest.
Hayır, yalnızca bir yarışmayı kazandım.

Adrian, it's not a contest.
Adrian, bu bir yarış değil.

I won a contest to see"Apollo 13" land.
Bir yarışmadan Apollo 13ün inişini görme ödülü kazandım.

It says there's a contest.
Onun için bir yarışmanız olduğu yazıyor.

This is not a contest of staring!
Bu bir yıldız yarışması değil!

No point in getting nasty and trying to turn this into a contest.
Bunu bir müsabakaya çevirmeye çalışıp duruyorsun.

You keep trying to turn this into a contest.
Bunu bir müsabakaya çevirmeye çalışıp duruyorsun.

In case you haven't noticed, I am judging a contest right now.
Fark ettin mi bilmiyorum ama şu an bir yarışmada jürilik yapmaktayım.

It's beautiful, it's not a contest.
Gayet yeterli, bu bir güzellik yarışması değil.

The arm, in a contest with other youths.
Kol ise, diğer gençlerle girdiği bir yarışmada kırıldı.