A DATABASE in Turkish translation

bir veritabanını
database
veri tabanına
veri tabanıyla
bir veritabanımız

Examples of using A database in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Do we have a database of government employees?
Hükûmet çalışanlarının veri tabanı var mı?
I need a database search.
Veritabanı araştırması lazım.
You know how to do a database search?
Veri tabanı araması nasıl yapılır biliyor musun?
This conduit syncs the handheld keyring database with a database stored on the PC.
Bu kanal el bilgisayarınızdaki anahtar çifti veritabanı ile bilgisayarınızdaki veritabanını eşzamanlar.
This conduit syncs the handheld keyring database with a database stored on the PC.
Bu kanal el bilgisayarınızdaki adres defteri ile bilgisayarınızdaki veritabanını eşzamanlar. Comment.
And then I used a database for vehicle grill dimensions.
Sonra, araçların ön panel boyutları veri bankasını kullandım.
But we needed to get a database of him doing more than that.
Ama onun bundan daha fazla yapabileceklerini içeren bir veritabanına ihtiyacımız oldu.
Simple, pure, does not do web pages, is not a database.
Basit, sade, web sayfaları yapmayan, veritabanı olmayan….
What, they don't have a database for disability claims?
Ne, malumiyet talepleriyle ilgili bir veritabanları yok mu?
Because Stu"Dickface" Buzzini has a database.
Çünkü mal suratlı Stunun veri tabanı var.
Jack Bauer just recovered a database hidden on Dubaku.
Jack Bauer, Dubakunun sakladığı bilgileri ele geçirmiş.
The police keep a database of missing persons.
Polis kaybolan insanları veritabanında tutar.
DBeaver is an SQL client and a database administration tool.
DBeaver, bir SQL istemcisi ve veritabanı yönetim aracıdır.
Fingerprints haven't thrown up a database match either.
Parmak izleri de veritabanında eşleşmedi.
A database of digital avatars.
Dijital avatar veritabanı.
I am downloading a database on personal loss.
Birini kaybetme durumu veritabanını indiriyorum.
I'm a doctor, not a database.
Ben doktorum, veri tabanı değil.
We need to work on a database of arms traffickers.
Alliot-Marie Zagrebdeki forum açılışında yaptığı konuşmada,'' Bir silah kaçakçıları veritabanı üzerinde çalışmamız gerekiyor.
Actually, since we're saying that the NSA has a database of phone intercepts on this group, I will be using an analysis based on Byzantine fault-tolerance.
Aslında, NSAnın bu grup üzerinde telefon dinlemeleri içeren bir veritabanı var madem Bizans Hata Toleransına dayanan bir analiz kullanabilirim.
A database typically could not represent this general knowledge
Bir veri tabanı tipik olarak bu genel bilgiyi temsil edemez,
Results: 149, Time: 0.0515

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish