A PREFERENCE in Turkish translation

• bir tercih
• bir tercihin
• tercih edersin
• tercih ettiğiniz
• bir tercihiniz
• bir tercihim
• tercih edersiniz

Examples of using A preference in English and their translations into Turkish

I don't have a preference, okay?
Bir tercihim yok, tamam mı?

Do you have a preference for Latin or Spanish?
Latinceyi mi İspanyolcayı mı tercih edersiniz?

If you don't have a preference, I will take the left.
Bir tercihin yoksa, sol tarafı ben alacağım.

Sir, do you have a preference?
Bayım, bir tercihiniz var mı?

Monica's not a preference.
Monica bir tercih değil.

I don't really have a preference.
Benim bir tercihim yok.

You will be working on a wrestling picture-Wallace Beery. Look, barring a preference.
Bir tercihin yoksa, seni bir güreş filminde çalıştırmak istiyoruz. Bak Bart.

Do you have a preference on water? Because I'm all about Fiji?
Oldu bilin. Su konusunda bir tercihiniz var mı acaba?

You must have a preference.-I don't know.
Bilmiyorum. Bir tercih yapmalısın.

I don't really have a preference.
Gerçekten bir tercihim yok.

You got a preference?
Bir tercihin var mı?

Mr. Fink hasn't given a preference, Mr. Lipnick.
Bay Fink bir tercih belirtmedi Bay Lipnick.

Do you have a preference for how you would like him prepared?
Onun nasıl hazırlanması gerektiği konusunda bir tercihiniz var m?

Do you have a preference in terms of content?
Ama içerik açısından bir tercihin var?

Well, it's not a preference.
Aslında bu bir tercih değil.

A preference for an object that stimulates the help of a grown-up.
Bir yetişkinin yardımını teşvik eden bir nesne için bir tercih.

Do you have a preference?
Tercih ettiklerin var mı?

Everyone has a preference.
Herkesin bir tercihi vardır.

Because I was thinking about getting him a pet and I don't really remember him having a preference.
Ona hayvan alacaktım ama bir tercihi var mı hatırlayamadım.

She had a preference for policemen.
Polisleri tercih ederdi.