A SPEAR in Turkish translation

[ə spiər]
[ə spiər]
mızrak
spear
lance
trident
javelin
pike
zıpkın
harpoon
spear
trident
gaff
spear yaptı
mızrağa
spear
lance
trident
javelin
pike
mızrağı
spear
lance
trident
javelin
pike
mızrağıyla
spear
lance
trident
javelin
pike

Examples of using A spear in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The caveman, with a spear.
Mağara adamı, mızrağıyla.
Who… will drive a spear through the hearts of those that oppose our god?
Tanrımıza karşı gelenlerin kalplerine mızrağı kim saplayacak?
Doesn't look like a spear! Really?
Ama mızrağa benzemiyor! Sahi mi?
A caveman with a spear!
Mağara adamı, mızrağıyla.
And mount your first Gronckle head on a spear!
Ve ilk Gronckle kafasını mızrağa takacağın günü!
Princess Pam Pam summons the power of the sky. She doesn't need a spear.
Prenses Pam Pam gökyüzünden güç çağırıyor mızrağa ihtiyacı yok ki.
Really? Doesn't look like a spear!
Sahi mi? Ama mızrağa benzemiyor!
Doesn't look like a spear! Really?
Sahi mi? Ama mızrağa benzemiyor!
Pull them up. Use a spear, hook them.
Yukarı çekersin. Onları mızrağa takacakmışız.
Why did you guide us here at the tip of a spear?
Neden bizi buraya mızrağın ucunda getirttin?
What if I had a spear?
Ya mızrağım olsaydı?
He's got a spear!
Bir mızrağı var!
But you need a spear.
Ama bir mızrağa ihtiyacınız var.
Oz takes one hour to make a spear and two hours to make an axe.
Mehmet, baltayı 2 saatte ve sabını da 1 saat de yapıyor diyelim.
You can't stop a spear with your hand.
Elinle bir mızrağa engel olamazsın.
You expect me to put a spear in my granddaughter's hand?
Torunlarımın eline mızrak vermemi mi bekliyorsun?
He must have a spear between his legs.
O, bacakları arasında bir mızrağa sahip olmak istiyor.
Sir Giles has a spear just like this, only bigger.
Sör Gilesın da böyle bir mızrağı var. Sadece daha büyük.
That gonna be a spear?
O şey mızrak mı olacak?
He was aiming a spear straight at me.
Bir mızrakla tam bana nişan almıştı.
Results: 233, Time: 0.0437

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish