A TIMER in Turkish translation

zamanlayıcı
timing it
of timing it
saati
hour
clock
watch
time
clockwork
p.m.
pm
bir zamanlayıcı
a timer
a timing
kronometreyi
stopwatch
chronometer
timer
clock
stop-watch
bir sayaç
a clock
a timer
a counter
zamanlayıcıyı
timing it
of timing it
zamanlayıcısı
timing it
of timing it
zamanlayıcıya
timing it
of timing it

Examples of using A timer in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Right. I will need some plastic explosives and a timer.
Plastik patlayıcı ve zamanlayıcıya ihtiyacım var. Doğru.
Why would they set a timer with people still in here?
İçeride hala insanlar varken neden zamanlayıcıyı kurmuşlar ki?
Or set a timer and get out.
Ya da zamanlayıcı kurup dışarı çıkmalıyız.
Did he have a Timer?
Zamanlayıcısı var mıydı?
Right. I will need some plastic explosives and a timer.
Doğru. Plastik patlayıcı ve zamanlayıcıya ihtiyacım var.
That's why you put a timer on the factory bomb.
Bu yüzden fabrikadaki bombaya zamanlayıcı koydun.
There's a timer.
Zamanlayıcısı var.
He lied. He started a timer for 45 seconds.
Yalan söyledi. 45 saniyeye zamanlayıcı kurdu.
didn't have a fuse, it had a timer.
Bombada fitil yoktu. Zamanlayıcı vardı.
A timer. Think it was activated when the receiver broke radio contact.
Alıcı, radyo sinyalini kestiğinde aktive olmuş.- Zamanlayıcı.
Think it was activated when the receiver broke radio contact.- A timer.
Alıcı, radyo sinyalini kestiğinde aktive olmuş.- Zamanlayıcı.
Yeah, I got a timer on my camera.- Yeah!
Evet!- Kameramda zamanlayıcı var!
Yeah. Yeah, I got a timer on my camera.
Evet!- Kameramda zamanlayıcı var.
a remote controller, or a timer.
uzaktan kumanda veya zamanlayıcı olabilir.
That there is a timer.
Buradaki zamanlayıcı.
I help him rig a timer to get around that dead man's switch.
Emniyet şalterinden kurtulması için zamanlayıcıda hile yapmasına yardım ederim.
You got a Timer?
Zamanlayıcın mı vardı?
There's a timer. Trouble.
Saat var. Bela.
And we don't have a timer.
Zamanlayıcımız da yok.
He says the bomb may have a timer, please hurry.
Bombanın saatli olduğunu söylüyor, lütfen acele edin.
Results: 116, Time: 0.0428

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish