ADDICTED in Turkish translation

[ə'diktid]
[ə'diktid]
bağımlı
addict
dependent
reliant
junkie
hooked
dependence
druggie
crackhead
drug
addictive
tiryaki
's a smoker
addicted
a heavy one
bağımlısı olmuş
bağımlısı
addict
dependent
reliant
junkie
hooked
dependence
druggie
crackhead
drug
addictive
tiryakisi
's a smoker
addicted
a heavy one

Examples of using Addicted in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
So you think I'm addicted to dealing with the people who burned me?
Ne yani beni yakanlarla ilgilenmenin bir bağımlılık olduğunu mu söylüyorsun?
Addicted to pastries she was convinced the world spun on a lump of sugar.
Hamur işlerine bayılırdı, ki dünyanın bir şeker topağı üzerinde döndüğüne inandırmıştı kendini.
Or addicted, divorced or dead.
Ya da bağımlıyım, boşanmış veya ölüyüm.
Because I'm so addicted to the sex, I'm helpless.
Çünkü sekse o kadar bağımlıyım ki, çaresiz durumdayım.
Jerry's sex addicted?
Jerry seks bağımlısı mı?
I got addicted to oxy.
Oxycodonea bağımlı oldum.
Practically addicted, right, sweetheart?
Aslında bağımlısıdır, değil mi bebeğim?
Addicted to the knife?
Bıçağa bağımlı mı?
You're saying Daisy's addicted to this thing?
Daisynin buna bağımlı olduğunu mu söylüyorsun?
I'm not addicted.
Ben düşkün değilim!
Stained red by tears Eyes addicted to crying.
Bağımlı oldu gözlerim gözyaşına… ağlamaktan boyandı gözlerim kırmızıya.
He started treating Jennifer like shit. He was dealing them and then he became addicted.
Ona bağımlıydı, bağımlı hale geldi ve Jennifera kötü davranmaya başladı.
Forcibly addicted.
Zorla uyuşturucuya alıştırıldım.
I can see myself getting addicted. Yes.
Evet. Bağımlı olmaya başladığımı hissedebiliyorum.
Addicted to fantasy.
Hayallere müptela olmak.
Like Larry Cutler, addicted to prescription painkillers.
Larry Cutler gibi, reçeteli ağrıkesicilere bağımlı olmuş.
Oh. I was completely addicted to Teenage Wasteland.
Oh. Teenage Wastelande resmen bağımlıydım.
I am… hopelessly addicted.
Ben, umutsuz bir bağımlıyım.
How could a constantly anesthethised, drug addicted, noseless skeleton.
Surekli uyusturulan, ilac bagimlisi, burunsuz iskelet.
It's respectable to be addicted to profit, no matter what the cost.
Neye mal olursa olsun, kâra bağımlı olmak, saygıdeğerdir.
Results: 326, Time: 0.0634

Top dictionary queries

English - Turkish