Examples of using Answer to your question in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Finally, I found the answer to your question.
Sonunda sorunuzun yanıtını buldum.Let the girl go and I will give you the answer to your question.
I have been seeking an answer to your question.
Soruna bir cevap arıyorum.The answer to your question is always.
There is not an answer to your question.
Sorun için cevap yok.You know the answer to your question.
Sorunun cevabýný biliyorsun.The answer to your question is very simple.
Senin sorunun yanıtı çok kolay.Got it. I do have an answer to your question, by the way.
Bu arada, sorduğun soru için bir cevabım var.I guess the answer to your question depends on whether or not you think you have something to be punished for.
Sanırım sorunun cevabı,… cezalandırılmamızı gerektiren bir şey olup olmadığına bağlı.I realize this doesn't sound like the answer to your question but I promise you.
Fakat yemin ederim ki öyle. Bunun senin sorularının cevabı gibi görünmediğinin farkındayım.land that's part of the town that I love, my answer to your question, Mr Schlichtmann.
bu topraklar benim aşık olduğum şehrin bir parçası. sizin sorunuza cevabım Bay Schlictmann.You seem to know the answers to your questions.
Sorunuzun cevabını biliyor gibisiniz.He doesn't have to answer to your questions.
Sorularına cevap vermek zorunda değil.The answers to your questions I will know when I get back.
Sorularının cevaplarını dönüşte biliyor olacağım.The answers to your questions about Kitty.
Kitty hakkindaki sorularinin cevabi.Answers to your questions.
Sorularına cevaplar.Answers to your questions aren't here, you're wasting your time here.
O soruların cevabı burada değil. Boşuna geldin Asaf.I have answers to your questions, but you have to come with me right now.
Sorularına cevap vereceğim ama şu anda sadece benimle gelmelisin.You want answers to your questions?
Sorularınıza cevap mı istiyorsunuz?
