CANTOR in Turkish translation

• cantor
• koro şefi
• cantorun
• cantoru
• cantora
• bir kantor
• hazan

Examples of using Cantor in English and their translations into Turkish

Cantor also showed that, for any infinite set, forming a new set made of all the subsets
Ayrıca Cantor herhangi bir sonsuz kümenin tüm alt kümelerinden oluşan yeni bir küme oluşturulduğunda,

Yeah. AIJolson wants to sing popular music, see, What? but his father is determined that he follow in his footsteps and become a cantor.
Ne? fakat babası, ayak izlerini takip edip bir kantor haline geldiğine karar verdi. AIJolson popüler müzik söylemek istiyor, Evet.

He was thenceforth called"El Cantor de la Revolución"(the singer of the revolution)
O zamandan beri'' El Cantor de la Revolución''( devrim şarkıcısı)

But his father is determined that he follow in his footsteps and become a cantor. AIJolson wants to sing popular music, see, What? Yeah.
Ne? fakat babası, ayak izlerini takip edip bir kantor haline geldiğine karar verdi. AIJolson popüler müzik söylemek istiyor, Evet.

college for teachers and worked for some years as a teacher and Catholic cantor.
birkaç yıllığına öğretmen ve Katolik koro şefi olarak çalıştı.

It was where the great mathematician Georg Cantor spent all his adult life.
Burası büyük matematikçi Georg Cantorun bütün yetişkinlik hayatını geçirdiği

Cantor found he could add
Cantor sonsuzlukları toplayıp çıkarabildiğini buldu…

But there was one problem that Cantor couldn't leave in the hands of the Almighty,
Ama Cantorun hayatının geri kalan kısmı boyunca boğuştuğu

His critics feared Cantor was going to dislodge the certainty
Cantoru eleştirenleri korkutan matematik ve mantık için hayati olan kesinlik

But Cantor found that as he looked closer at this line, that infinite though the fractions are,
Fakat Cantor, bu doğruya daha yakından baktığında ondalıklar sonsuz olsa

David Hilbert defended it from its critics by declaring,"No one shall expel us from the paradise that Cantor has created.
David Hilbert,'' Cantorun yarattığı cennetten bizi kimse kovamayacaktır'' diyerek Cantorun katkılarının önemini vurgulamıştır.

So for Cantor, his mathematics of infinity had to be correct,
Dolayısıyla Cantora göre, sonsuzluk matematiğinin doğru olma zorunluluğu vardı,

Here we have to leave Georg Cantor, because if we treat Cantor's story in isolation,
Georg Cantoru burda bırakmak zorundayız çünkü hayatını yalıtılmış biçimde

Cantor always dreamed that he would receive an invitation to one of the great universities like Vienna
Cantor, Viana veya Berlin gibi en büyük üniversitelerden gelecek davetlerin hayalini her daim kurdu.

The historian Norman Cantor and other 20th-century scholars dispute the tradition that the Middle Ages was a uniformly difficult time for Jews.
Aralarında Norman Cantorun da bulunduğu yirminci yüzyıl tarihçileri, Orta Çağın Yahudiler için her zaman aynı şekilde zorlu bir dönem olduğunu savunan geleneksel düşünceye karşı çıkmaktadır.

If only they could solve the problems and paradoxes that had defeated Cantor, maths could be made perfect again.
Cantoru yenilgiye uğratmış paradoks ve problemleri çözdükleri taktirde matematiğin tekrar'' kusursuz'' olabileceğine ikna olmuşlardı.

At this time, I'm supposed to turn over the gavel of master of ceremonies… to a young comic named Eddie Cantor.
Bu noktada törenlerin ustalık tokmağını genç bir güldürü ustasına Eddie Cantora devretmem gerek.

Cantor felt, that he and his ideas were being caged, or quarantined here
Cantor burada, kendisini ve fikirlerini bir çeşit hastalıkmış gibi kafese kapatılmış

If all that Cantor had seen was mathematics, then his story
Eğer Cantorun bütün gördüğü matematikten ibaret olsaydı hikayesi

When Cantor was just a boy,
Cantor henüz bir çocukken,