CENTRALIZED in Turkish translation

• merkezi
• merkezileştirilmiş
• merkezileşmiş
• merkezî

Examples of using Centralized in English and their translations into Turkish

nuclear and so-called clean coal, or renewables that are more or less centralized.
nükleer ve temiz kömür, isterseniz az ya da çok merkezi yenilenebilir.

may reject any centralized keying for this reason.
bu sebeple herhangi bir merkezi anahtarlamayı reddedebilir.

The Nazis centralized the German health care system in order to enforce Nazi ideological components upon it, and replaced existing voluntary
Naziler kendi ideolojilerini kabul ettirmek için Alman sağlık sistemini merkezileştirdiler ve gönüllü ya da kamu sağlık kurumlarını ırksal hijyene

Nano-engineered fuel cells could provide the energy where it's needed. That's a key trend, which is decentralization, moving from centralized nuclear power plants
Nano teknolojiye sahip yakıt hücreleri gereken yerde enerjiyi sağlayabilir. merkezi nükleer enerji santralleri

The centralized autocracy was strengthened to crack down on anti-Qing sentiment with the policy of valuing agriculture and restraining commerce, the Haijin("sea ban"), and ideological control as represented by the literary inquisition,
Çing karşıtlığına karşı sıkı önlem olarak tarıma değer veren ve ticareti kısıtlayan bir politikanın uygulanmasıyla merkezi otokrasi güçlendirildi;

provided easier and much more centralized infrastructure to create
elde etmek için daha kolay ve çok daha merkezi bir altyapı sağlıyordu,

new democratic Constitution and representation of the public's will in these autonomous regions also in the Grand National Assembly of Turkey(TBMM) and the centralized administration on the basis of democratic principles;
temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi.

Terminating all sorts of tutelage of centralized administration in democratic autonomous regions and other administrative units upon the elected and revoking its authorization of dismissing the elected; terminating all sort of centralized administration's tutelage upon regional
Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının,

smaller church of Saints Sergius and Bacchus(locally referred to as"Little Hagia Sophia"), which might have served as a model for both in that it combined the elements of a longitudinal basilica with those of a centralized building.
Bacchos( Küçük Aya Sofya) kiliseleri hem boylamasına bazilika hem de merkezi bina elemanlarının her ikisini taşımaları nedeniyle bir model olarak düşünülebilirler.

It removes the need for a hair trigger for retaliation to make your deterrent threat credible. And therefore, it would lead to a state of peace. Eisner-- the man who plotted the homicide rates that you failed to see in the earlier slide-- argued that the timing of the decline of homicide in Europe coincided with the rise of centralized states.
Bu, caydırıcılık tehdidinizi güvenilir kılmak için hızlıca çekilen bir tetik ihtiyacını da yok eder. Dolayısıyla bu, bir barış devletine yönlendirecektir. Eisner-- önceki slaytda göremediğiniz cinayet oranlarının grafiğini çıkaran kişi-- Avrupada cinayetlerin azalmasındaki zamanlamanın merkezi devletlerin yükselişi ile çakıştığını ileri sürdü.

reestablish centralized control over the economy;
Ekonomi üzerinde merkezi kontrolü yeniden kurmak;

We know the pattern-- one Chief centralizes everything.
Bu şablonu biliyoruz, bir şef her şeyi merkezileştirir.

Centralize firepower.
Ateşi merkezileştirin.

CARDINAL, WOULD IT BE FAIR TO SAY THAT YOU NOT ONLY BUILT UP THE CENTRALIZED MONARCHY IN FRANCE
Kardinal, siz yalnızca Fransada merkezi monarşiyi kurmakla kalmadınız Avrupada dinsel hizipleşmeyi

Well-written and tested abstract data type libraries which centralize and automatically perform buffer management,
Sınır kontrolü de dahil olmak üzere arabellek yönetimini merkezi ve otomatik olarak gerçekleştiren iyi yazılmış

You start seeing power centralizing in sites like Google,
Gücün, Google gibi sitelerin tekeline geçtiđini görürsünüz.

The United States Cyber Command centralizes command of cyberspace operations,
Siber uzay harekâtlar komutasını merkezde toplar, mevcut siber kaynaklarını düzenler,

his financial measures and centralizing tendencies were generally resented.
yönetimde yetenekli olmasına rağmen, finansal ölçüleri ve merkezileztirme eğilimleri geri tepmiştir.

He argued the importance of the French Revolution was to continue the process of modernizing and centralizing the French state which had begun under King Louis XIV.
Fransız Devriminin öneminin, XIV. Louis döneminde başlayan Fransız devletini modernleştirme ve merkezileştirme sürecine devam etmesinde olduğunu ileri sürmektedir.

As compared with internal combustion vehicles, hydrogen vehicles centralize pollutants at the site of the hydrogen production, where hydrogen is typically derived from reformed natural gas.
İçten yanmalı taşıtlarla karşılaştırıldığında, hidrojenli taşıtlar, hidrojenin tipik olarak reforme edilmiş doğal gazdan türetildiği hidrojen üretimi sahasında kirleticileri merkezileştirmektedir.