Examples of using Choosing in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The name of my mother's people. Choosing to be Alucard of Wallachia.
Eflakın Alucardı olmayı seçiyorum, annemin halkının adı.I'm choosing to go with you.
Your Honor, choosing a page at random… I must say!
Söylemeliyim! Sayın Yargıç, rastgele bir sayfa seçerek.Men are more careful in choosing a tailor than they are in choosing a wife.
I'm the guy who's really good at choosing trainers or records, okay?
Iyi seçen biriyim, tamam mı? Ben spor ayakkabıları yada albümleri?I will do the choosing.
What's the point of choosing death in the world we live in?
You're choosing him over me, aren't you… again?
Benim yerime onu seçiyorsun değil mi?I'm choosing to be alive.
Hayatta olmayı seçiyorum.You're choosing them over me?
Onları bana mı tercih ediyorsun?You made a mistake choosing Dauntless. Please. Can I just ask you.
Lütfen. Bir şey sora… Korkusuzları seçerek hata yaptın.I can settle you in the city and career of your choosing. But afterward.
No, they're more careful in choosing a tailor than in choosing a wife.
Hayır, erkekler terzi seçiminde, eş But choosing an heir There are other ways.
Ama bir varis seçmenin başka yolları da var.Edwin, we will do the choosing.
Edwin, seçimi biz yapacağız.You're the one that's- choosing to stay.
Burada kalmayı seçen sensin.Choosing who's going to take me to school.
Kimin beni okula götüreceğini seçiyorum.You're choosing her over your own brother?
Kendi kardeşine onu mu tercih ediyorsun?You're choosing him over me, aren't you, again?
Tekrar benim yerime onu seçiyorsun değil mi?Perhaps you can start by choosing the perfect Christmas tree for the palace courtyard.
Belki de sarayın bahçesi için en iyi Noel ağacını seçerek başlayabilirsin.
